Merhaba bu yazımda sizlere dost bildiğiniz kişiden nasıl tokat yenirmiş kısaca bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi her gazetenin köşe yazarları vardır ve bu köşe yazarları kendisine ait düşünce ve fikirlerini kaleme alarak siz değerli okurlarımızla paylaşırlar. Beykoz’da yaklaşık 18 yıldır gazetecilik yapıyorum ve her zaman üstüne basarak söylediğim ve gazetemde de uyguladığım bir söz var. Siyasi görüşüm ne olursa olsun bunu gazeteme hiç bir zaman yansıtmayacağım ve yansıtmadım da. Çünkü amacım tarafsız yayıncılık yapmak. Köşe yazarlarımızda kendi düşünce ve fikirlerini gazetemizde özgürce yazabilirler yazıları sadece küfür ve hakaret içeremez.

Yıllardır dost olarak gördüğüm, ailece görüştüğümüz ve özellikle elinde büyüdüğü küçük kızımın da kendisine olan sevgisi ve saygısını yerle bir eden ve hepimizi üzen eski köşe yazarımız Sayın Sinan Akbaşak bize öyle bir dost tokadı attı ki canımız gerçekten acıdı. Kendisi diğer köşe yazarımız yüzünden beni facebook’ta da engellemiş…

Sayın Sinan Akbaşak’ın benim gazetemde yazarken bir anda açıklama yapılmadan başka bir gazetede boy boy anonsların yapılması ve o gazetede yazmaya başlaması sonucunda kamuoyundan gelen sorular karşısında açıklama yapmak zorunda kaldım.

İlk önce Sinan beyin tarafıma gönderdiği mesajı ve benim kendisine verdiğim cevabı yazacağım. Son olarak kendisine bir soru soracağım

Sinan beyle aramızda geçen mesajlaşma:

Sinan Akbaşak:

Merhaba Eda şu an sayfanda okuduğum

Yılmaz Özdemir’le aynı yerde olmak beni incitiyor… Bir konuyu yanlış anlamayacağına eminim

Düşüncesine değil ifade ediş tarzı benim etik ve kültürel standartlarıma uymuyor

Beni affet ama artık aranızda olmayacağım Lütfen geçmiş dostluğumuza yakışır bir açıklama yapıver…

Eda Seskir:

Hocam merhaba bu şekilde düşünmenize çok üzüldüm. Bizde kısıtlama yok köşe yazarlarımız düşüncelerini istedikleri gibi ifade etme özgürlüğüne sahiptir. Yazının içeriğinde küfür ve hakaret olmadığı sürece. Kaldı ki altına yapılan yorumlarda da görülüyor bu… Ben şu anda bir açıklama yapmayacağım. Siz şu an çok yorgunsunuz, o yüzden daha hassassınız. Sizi seviyoruz…

Beni facebookta engellediğini ve başka bir gazetede yazmaya başladığını öğrendikten sonra kendisine gönderdiğim mesaj:

Eda Seskir:

Merhaba sizinle en son mesajlaştığımızda yorgun ve üzgün olduğunuzdan dolayı ayrılma isteğinizi kabul etmeyeceğimi ve sizi sevdiğimi yazmıştım. Ama sanırım bu tek taraflı bir sevgi imiş… Bunca yılın hatırına keşke önce bana söyleme nezaketinde bulunsaydınız. Beni Facebook ta da engellemişsiniz ne diyeyim ki size… TEŞEKKÜRLER…

KAMUOYU HUZURUNDA SORUYORUM SİZE SAYIN AKBAŞAK;

 ‘Yılmaz Özdemir’le aynı yerde olmak beni incitiyor…’ diyerek gazetemizden ayrıldınız. Köşe yazarımız olan Sayın Yılmaz Özdemir Beykoz Vakfı’nda yapılan son kongreden sonra yönetim kurulu üyesi ve Mali İşler Başkanı oldu. Yani sizinle aynı çatı altında… Şimdi soruyorum size; Sizin ifadenizle Yılmaz Özdemir’le aynı yerde olmak sizi incitiyordu.  Bu durumda Beykoz Vakfı’ndan da ayrılacak mısınız?