Her gün bir yerlerden karşımıza çıkan sözde müftü, ilahiyatçı, profesör, kuran kursu öğretmeni, imam, gazeteci, televizyoncu vs. gibi din adına fetva verip insanlıktan nasibini almamış sapıkların, alçaklıkları, terbiyesizlikleri, seviyesizlikleri, ahlaksızlıkları, soysuzlukları, yalancılıkları ve iftiraları artık mide bulandırmanın da ötesine geçti.

Bunların kimlik ve kişilikleri nasıl bir erozyona uğramış ki bu kadar seviyesiz olabiliyorlar anlayabilmek mümkün değil. Sadece son günlerde yaşananlardan birkaçına değinecek olursak;

Yardımcı Doçent ünvanlı herifin teki Atatürk düşmanlığı yapmak adına ne halt yiyeceğini şaşırmış, “1924’te Çanakkale ve Bursa’da camilerin genelev olarak kullanıldığını”  iddia edebilecek kadar alçaklaşabiliyor.

Soyu bozuk başka bir kısım ahlaksız da yakın zaman öncesinde Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder  ATATÜRK’ün annesine edepsizce iftiralar atmış, hakaretlerde bulunmuştu.

Atatürk’e hakareti alışkanlık haline getirmiş olup, utanmadan “keşke Yunan galip gelseydi” diyebilecek kadar hainlikle malul olan fesli bir soytarı da bu toplumda var olabiliyor.

Bir diğer profesör unvanlı haysiyet fukarası “Dekolte giyinirsen, bu tür tecavüzlerle karşılaşman sürpriz olmaz” diyebiliyor.

Dekan ünvanlı bir idrak yoksunu Profesör, “Namaz kılmayanları hayvan olmakla” suçlamıştı.

Rektör olan bir diğer …….”Yabancı bir kadınla tokalaşmak, ateş tutmaktan daha korkunç” diye buyurmuşlar!!!

Bir başka sapık ruh hastası “Hastanelerin yoğun bakımlarında kadın ve erkekleri aynı odada tutmayın diyor.

Diğer bir manyak, bir yandan  “6 yaşında çocukla evlenilebilir” fetvası verirken, öte yandan  “asansörde birbirini tanımayan bir kadınla bir erkeğin yalnız kalmasıyla halvet olabileceğini” söyleyebiliyor.

Aynı ruh hastası, “Yatakta geçirilen her boş dakika, şehvete doğru kaymış bir dakikadır ve yatağın şekli, yorgandan battaniyeye varıncaya kadar insanı, bilhassa erkeği gıdıklayan cinsel dürtüleri rahatsız eden bir yapıda olmamalıdır” demiş!!!

İki yıl önce de Adana Aladağ’da 11’i çocuk 1’i eğitmen 12 kişinin hayatını kaybettiği yurt yangını faciasına ilişkin “O çocukları senin sarıldığın Cumhuriyet yaktı, Nişantaşı’nda Cihangir’de oturan Beyaz Türkler yaktı” saçma sapan ifadesiyle tanınan psikopat ruhlu şahıs şimdi de görevli olduğu televizyonda  “Sivil öldürecek olsak Cihangir, Nişantaşı, Etiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başlarız” diyebilecek kadar fütursuzca tehditler savurabilmekte.

Adı geçen bölgelerde yaşayan halkı ve TBMM üyelerini tehdit ederek, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, hain suçlamasıyla hakarette bulunduğunu, iftira atmak suretiyle suç işlediğinde bile kendini savunmaya çalışmakta olan şahıs gibilerinin varlığı bile toplum için önemli bir tehdittir.

Bu meczuplar, adeta yeni bir din icat etmekte olup, yüzyıllarca İslam’ın Bayraktarlığını yaparak, Avrupa’nın ortasına kadar hilafet sancağın taşımış olan milletimizi,1400 yıllık dininden imanından etmeye çalışıyorlar. Bu İslam’a da, insanlığı da ihanettir. Düşmanın değirmenine su taşımaktan başka bir işe yaramaz, be hey sersem…

Bunların bazılarının bir özelliği de kısa bir süre öncesine kadar “FETÖ” ile iç içe olmaları, sonsuz övgüler düzmeleri ve hatta F. Gülen hakkında övgü kitapları yazmaları… Fetvacı ilahiyatçı, TV’ci vs. takımının gerçek yüzünü görebiliyor musunuz? Sözde din adına, menfaat ticareti yapan bu tiplere hastalıklı ruhlarından akan zehirlerini insanlığa bulaştırmamaları için sistemin hiç bir şekilde taviz vermemesi, yetkililerin ve yargının derhal müdahale edip yasal tedbirleri alması şarttır. Aksi halde yarın doğabilecek kaosun önünü alamayız.

İnanmış bir toplum olarak, her önüne gelenin aklına estiği gibi, cehaletlerinin, sapıklıklarının, komplekslerinin ürünü saçmalıklarının empoze edilmesine şiddetle karşı çıkmazsak, bizi “yıkıma, teröre ve ahlaki çöküntüye” sürükler.

Süheyl ÇOBANOĞLU (RUBASAM Bşk.V.)