Ana Sayfa Yazarlar 23.03.2018 1380 Görüntüleme

AFRİN’DEN SONRA

Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği Afrin Operasyonu,  46 evladının şehadetine mal olmuş, ama güneyimizde oluşturulmaya çalışılan terör koridoru belası defedilerek 18 Mart’ta hedefine varmıştır… Bu zaferi Türk Milletine armağan eden Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerini ve askerlerimizin cefakar ailelerini saygıyla selamlıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Züğürt tesellisi babından, PYD eski lideri Salih Müslim, açıklamasında “yenilmediklerini, sivillerin kurtulması için savaşın tarzının değiştiğini” iddia etmişse de onlar için gerçekler çok acıydı. Teröristler depolar dolusu silah ve mühimmatlarını bırakıp, kuyruklarını kıstırarak kaçmak zorunda kalmışlardı. Kaçarken kurdukları tuzakların temizlenmesi sırasında muhtemeldir ki şehit ve gazilerimiz olacaktır. Allah Mehmetçiklerimizin yar ve yardımcısı olsun.

ABD’li Albay Ralph Peterson’un 2006 yılında Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bilinçli olarak sızdırdığı bölünmüş Ortadoğu ve Türkiye haritasını gerçekleştirme hayalindeki bölücü hainler, Türkiye’ye rağmen bir şey yapmanın kolay olmadığını görmüş oldularsa da, tedbiri elden bırakmamak gerekir.

Afrin’den sonra ne olacağı iç ve dış kamuoyunda merakla beklenmektedir.

Bugüne kadar terör eylemleriyle sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda ülkeyi sıkıntıya sokmak, halkı şiddet ve terörle halkı devletten soğutmak, sindirmek ve insanlar arasında nifak tohumları ekerek duygusal kopuşu sağlamak ve örgüte sempatizan toplamak amacındaki örgüt, burada farklı bir konseptle düzenli orduymuş gibi alan savunmasına ve hatta mevzi muharebesine geçti. Bu da onların çok sayıda zayiatlarının ve kesin mağlubiyetinin sebebi oldu…

Burada asıl kaybeden PKK/PYD ortaklığından ziyade akıl hocaları ABD’dir.

Bugüne kadar gayri nizami harp tekniklerini kullanarak, eylem yapan çapulcu ordusunun binlerce yıllık savaş geleneği ve tecrübesi olan Türk Ordusu karşısında sonuç alamayacağını hesaplayamamış olmak ABD için büyük bir strateji hatasıdır. Ayrıca bu ordu güneydoğuda uzun yılardır kazandığı tecrübelerin yanında hendek operasyonları sırasında kazandıkları meskûn mahal muharebe tecrübesi de önemlidir.

Bir görüşe göre, Türkiye, “Menbiç ve Rakka’ya uzanacak şekilde harekata devam ederek, kontrol altına alınacak alanı genişletmelidir.”  Deniliyor. Çünkü gerek Zeytindalı, gerekse daha önce yapılan Fırat Kalkanı harekatlarına Suriye, AB, ABD ve BM’ler karşı çıkmasına rağmen operasyonlar başarıyla sonuçlanmıştır. Hatırlarsanız Doğu Guta’da Suriye Ordusunun sivil katliamlarını durdurmak için alınan BM kararının Afrin operasyonunu da kapsadığı açıklamasına rağmen, Türkiye kararından vazgeçmemiş ve kendisi için tehdidin kaynağı olan terör odaklarına karşı meşru müdafaa hakkını kullanmıştı.

Menbiç’e yönelik bir operasyonun kaderi, biraz da bölgede belirleyici güç olan ABD ile anlaşmaya bağlı… Askerlerini çekmezse çatışma olasılığı yüksek bir risk olarak karşımıza çıkar. Ama Türkiye de ne pahasına olursa olsun bu harekatı yapmaya karar verirse ABD, ne idüğü belirsiz bir terör örgütüyle ortak olup, NATO’da müttefiki olan böyle büyük ve güçlü bir devletle savaşmaya cesaret eder mi?  Bunu askeri ve teknik anlamda değil, uluslararası ilişkiler ve dengeler açısından söylüyorum… Onlar için astarı yüzünden pahalıya gelmez mi?

Bence kararlı duruşumuz, akılcı siyasetle birleşmeli ve diplomasiyi öne almak suretiyle bu sorunu da çözmeliyiz. Elin Canisi 10.000 km. öteden gelip burada racon kesme hakkını kendinde bulurken bu coğrafyada tarihi, sosyal, kültürel, demografik bağları bu kadar güçlü olan Türkiye’nin seyirci kalmasını kimse beklememeli… Kahraman TÜRK Silahlı Kuvvetleri, TÜRK Milletinin hak ve menfaatleri için verilecek her görevi başarıyla yerine getirmeye hazırdır. Kahraman silah arkadaşlarımızın başarısı ve sağ salim ailelerine kavuşmaları için her zaman duacıyız. Allah gazalarını mübarek eylesin…

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb