18 Ocak 1990 29 yıl önce bugün Ankara’nın soğuk ve kurşun rengi günlerinden birinde ülkemizin ufuklarını aydınlatmak, Aziz Milletimizin yüreğini ısıtmak, Türkiye’yi hak ettiği; ama bir türlü ulaşamadığı noktalara ulaştırmak ülküsüyle toplanan  birkaç idealist genç bir ateş yaktı. Bu ateş Türkiye’mizi özlenen ufuklara şahlandırmak hedefiyle kurulan Şahlanış Hareketi’ydi.

Kimi tohumların geç çimlendiği, kimi fidanların geç çimlendiğini bilirsiniz. Şahlanış Hareketi de böyle bir fidan gibi usul usul çimlendi. Vatan toprağına kök saldı. Vatanın, milletin öz kaynaklarından beslenerek güçlendi. Fikri yönünü daha da geliştirdi. Vatanın ve milletin mutluluğu için projeler, reçeteler geliştirdi.

Ve 2011 yılında ülkemizin içinde bulunduğu açmazdan kurtulması konusunda artık harekete geçmenin, söylenmesi gerektiği halde söylenmeyenlerin söylenmesi; hatta haykırarak söylenmesi gerektiğine karar verdi.

Temelde siyasi bir fikir hareketi olmakla, siyasi hedef gütmekle birlikte dernek statüsüyle tüzel kişilik kazandı. Üsküdar Halk Caddesinde Hareket Merkezini açtı. Toplantılarını burada gerçekleştirmeye,  konuklarını burada kabul etmeye başladı. Pek çok siyasi parti ve teşkilatla istişarelerde bulundu.

Zaman içinde ciddi bir taraftar kitlesi kazandı. Türkiye’nin her köşesinden ayrımsız binlerce insan hareketimizi takip etmeye başladı. Bizimle internet, telefon aracılığıyla zaman zamanda bizzat irtibatlar kuruldu. Bizi bizzat tanımayan ama sanal âlemde açıkladığımız görüşlere inanarak bize güven duyan on binlerce Şahlanışçı var artık Türkiye’de.

İçinde yaşadığımız acı gerçek şu:

Ülkemiz iyi yönetilmemektedir. Çevremizin ateş topuna döndüğü, birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, toplum ÖTEKİ-BERİKİ; SİZDEN-BİZDEN ayrımcılığıyla zihnen bölündü. İktidarı eleştiren herkese, hem iktidar partisi hem de yaygaracı iktidar basını tarafından terörist damgası yapıştırılmakta. Toplumun hafızasının zayıflığına güvenen iktidar, özellikle FETÖ ve PKK ile ilişkiler açısından geçmişinde bulaştığı hangi günah varsa muhalefete yükleyerek temize çıkma çabasında

Ekonomi sahte tablolarla cilalansa da gerçek ortada.  Ekonomimiz, bütçeye yamanan kayıt dışı parayla, vatandaşımızın  uzun yılara yayılan birikimini yağmalamak amacıyla ülkemize giren  sıcak parayla ayakta durmaktadır. Toplumu üçte ikisi yoksulluk sınırının, üçte biri ise açlık sınırının altında yaşamaktadır.

Ne kadar inkâr etse de iktidar bilhassa son beş yıldır tamamen popülist ekonomiyle ayakta durabiliyor. Üretime dönük hiçbir proje yok. Varsa yoksa sosyal yardımlar, beleşe alıştırılmış hazır yiyici bir toplum.

Tarım alanında kendine yeten sayılı birkaç ülkeden biri olan Türkiye,  Uruguay’dan, Macaristan’dan canlı hayvan, ABD’den GDO’lu mısır, soya, Gürcistan’dan saman ithal edecek hale düşürülmüştür.

Yıllar önce kovduğumuz düşmanlar bu kez silah yerine paralarıyla yurdumuzu işgal etmişlerdir. Limanlarımız, Rafinerilerimiz, Demir-çelik Endüstrimiz, şeker fabrikalarımız, askeri fabrikalarımız; otoyollarımız, köprülerimiz, borsamız, bankalarımız, sigortacılık sektörümüzün yarıdan fazlası; iletişim  ve haberleşme sistemimizin tamamı yabancı işgali altındadır.

Kafası karışık bir muhalefetimiz var. İktidarı nerede destekleyeceğini, nerede eleştireceğini bilemeyen bir türlü tutarlı bir tavır sergileyemeyen; eleştirmeyi bir nebze becerse de  proje üretemeyen bir muhalefet.

Yönetilemeyen bir Türkiye ve onu yönetmeye aday olduğuna toplumu bir türlü ikna edemeyen bir muhalefet.

Kırıp dökse de girdiği her seçimi kazanana bir iktidar var başımızda. Yani bir iktidar boşluğu yok. Asıl boşluk muhalefet sahasında. Sayın Cumhurbaşkanı, muhalefette iş olmadığını görmüş olmalı ki artık kendi kendine muhalefet ediyor.

Muhalefetteki bu boşluğu gören Şahlanış Hareketi de vatanını, milletini seven herkesten beklendiği gibi sorumluluk almaya; elini taşın altına sokup bu ülkenin küllenmiş ümitlerini yeniden ayaklandırmaya karar verdi.

ŞİMDİ ŞAHLANIŞIN ZAMANIDIR. Şahlanış Hareketi,  genç lideri, donanımlı ve idealist kadrolarıyla hizmete hazırdır.

Bu çerçeveden olmak üzere sayın kamuoyuna şunu açıklamak istiyoruz. Şahlanış Hareketi, kuruluşunun 28. Yılında partileşme sürecini değerlendirmeye almıştır.

Siz saygıdeğer basınımızı ve Aziz Milletimizi bizi izlemeye ve vatan ve millet sevgisinden başka hiçbir dayanağı olmayan bu harekete destek olmaya, peşimizden gelmeye değil;  kolumuza girmeye ve birlikte yürümeye davet ediyoruz.

En kalbi saygılarımızla,