Ana Sayfa Yazarlar 27.02.2019 1492 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

ARTIK YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM

Siyaset toplumu yönetme sanatı. Bu yüzdendir ki akıl, fikir feraset ister. Ustalık ister. Planlama, ileri görüşlülük, dirayet ister. Bu niteliklere sahip olmayanlar siyasete soyunur ve hasbelkader başarılı olurlarsa vay halimize!

Memleketimiz maalesef şimdi bunun acısını yaşamakta. Bu vasıflara sahip olmayan; ama yıllardır cilalanan birinin yönetiminde, ülkemiz vara vara BEKA noktasına vardı. Ancak onu bu noktaya getirenler, sanki kendileri sorumlu değilmiş gibi, daima başkalarını suçluyor, yeniden görev talep ediyorlar. Gelenin geçenin kendini aldattığını kendi diliyle söyleyen biri, rakiplerini acemilikle suçluyor ve tecrübesi için oy istiyor. Yıllardır göğe kazık çakan, çaktıran, kentlere ihanet ettiğini itiraf eden biri; şimdi vatandaşa yatay mimari masalları anlatıyor. Denenmişin ve başarısızlığı tescillenmiş birinin yeniden denenmesini istiyor.

Gerçek şu ki aynı şeyleri yaparak farklı sonuç almak mümkün değildir. Ülkemizin bugünkü halinden yakınanların siyasi tercihlerini gözden geçirme, bu halin sorumlularından sandıkta hür iradeleriyle hesap sormalarının zamanıdır artık.

Muhalefet de çok umut vermiyor aslında. İsim odaklı bir beklenti içerisinde. Yine de Ankara, İstanbul, İzmir adayları proje odaklı, ötekileştirmeyen, hırçınlaşmayan siyaset tarzıyla umut vaat ediyor. İktidarın Ankara adayı, siyaset yapayım derken farkında olmadan vatandaşı mitinglerde 200 gramlık çay paketleriyle yemleyen cumhurbaşkanına laf sokuyor. Ona buna terörist dese de kendisi dolandığı FETÖ çarşafından bir türlü sıyrılamıyor.

İstanbul adayı, emir komuta gereği, attan inip eşeğe binmeyi kerhen kabullenen Binali Yıldırım, kendi ifadesiyle ununu elemiş, eleğini asmış tonton, şirin bir dede pozlarında. Onun iyi tarafı, kötü polisliği; yani öfkeyi, hırçınlığı, ötekileştirici, kindar üslubu, sayın Erdoğan’a bırakması ve dostça bir kampanya yürütmesi, önemli artısı.

Bu arada adayların belirlenmesi ve YSK’ya verilme sürecindeki maskaralıklara değinmezsem olmaz. Kocaman şehirleri, hatta ülkemizi yönetmeye talip olanların, adaylığı yasal olarak mümkün olmayan insanları aday göstermeleri, aday listelerinin yasal süre içine ilçe seçim kurullarına teslim edilememesi nasıl mümkün olabilir?

Bir futbol takımı sahaya kurallara aykırı ya da cezalı oyuncu sürdüğünde bedelini istifa ya da kovulma ile öderken bunu siyaseten yapanlar, hesabını neden vermezler? Bu milleti gerçekten saf ya da aptal mı zannederler?

Hem iktidar hem de muhalefet, ferdi parıltılar dışında ülkeyi yönetmeye ehil olmadığını ispatladı. Buna rağmen vatandaş inatla onların kuyruğundan ayrılmıyor.

Aklını sorgulamaya yanaşmayan, yanıldığını kabullenemeyen çoğunluk, bunu; “Oy verecek başka adam mı, parti mi var?” bahanesiyle savunuyorlar.

Adam arayanlar için, hem de adamın hası elbette var. Siyasi hareketin hası elbette var. Ama onlar görmemek için bahane arıyor, başlarını kuma sokarak kurtulacaklarını sanıyorlar. Geçmişi tekrar ederek geleceklerini kurtaracaklarını sanıyorlar.

Ancak tarih diyor ki böyle bir şey mümkün değildir.

Büyük gönül ehli Mevlâna diyor ki;

“Dünle beraber gitti cancağzım, ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

Düne ait olanları, düne dair sözleri durmaksızın tekrarlayanları dünlerde bırakmak lâzım değerli dostlar. Şimdi yeni ADAM’ların, yeni şeyler söyleyenlerin zamanıdır. Bizi izlemeye devam edin.

En kalbi saygılarımızla…

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb