1992 yılının 26 Şubatında Azerbaycan Dağlık Karabağ Bölgesinde yer alan Hocalı kasabasında Ermeniler tarafından Azeri Türklerine yapılan soykırımın yıldönümünde şehit edilen kadın, çocuk ve yaşlıları rahmetle anıyor, bu vesile ile Yurdumuzda kimlik sorunu yaşayanlara soruyorum; “gerçekten hepiniz Ermeni’yseniz, Azerbaycan’da yaptığınız soykırımın hesabını verebilecekmisiniz…”

Ermeni sorunu deyince, magazin düzeyindeki bilgi kırıntılarıyla şekillenen entelektüel kimliğimiz ve bazılarının aşağılık kompleksi depreşir, Nobelli yazarımız gibi gerçekten de suç işledik zanneder. Çünkü okumaz, araştırmaz ve bilmez. Yabancı kaynaklı ve art niyetli yayınların propaganda bombardımanı altında şekillenen bir bilgi kirliliğinin altında ezilir.

Tekrar tekrar söylüyorum, Türk Milleti, ne Osmanlı döneminde ve ne de başka bir süreçte asla ve asla böyle bir şey yapmamıştır. Aksine tarih boyunca Türkler’e ve Müslümanlara karşı sinsi veya açık olarak sürekli katliamlar, etnik temizlikler, soya dönüş adı altında kimliksizleştirmeler ve soykırım yapılmıştır. Bu iş Osmanlı İmparatorluğunu parçalayıp yıkmak için İngilizlerin sinsi bir oyunu olarak ortaya çıkmıştır. Herkesten ricam tarihimizin doğru kaynaklardan öğrenilmesi ve Türk Milletine yönelik saçma sapan suçlamalara itibar edilmemesidir.

Türklerin Batıya ilerleyişlerini durduramayan Avrupalılar, özellikle Papalık öncülüğünde Türkleri Avrupa’dan başlayarak, Balkanlar’dan ve Anadolu’dan çıkarmak için nesiller boyu süren birçok plan ve çalışma yaptılar. Bir çok benzerinin yanında, 1829 Mora isyanı, 1877-1878 Rus savaşı ve 1912-1913 Balkan Savaşları Batılı tarihçilerin de kabul ettiği birer soykırım örneğidir. Yakın dönemde Bulgaristan Türklerine yapılan isim değiştirme ve zorunlu göç kampanyaları, Sırpların 200 bin Bosna’lı Müslümanı “tek bir Türk kalmayıncaya kadar hepsini öldürün” emrini vererek katletmeleri ve benzer şekilde Kosova’da da tekrar etnik temizlik yapmaya teşebbüs etmeleri unutulmaz örneklerdir. ABD’li Prof.Justin Mc.Carthy’nin “Ölüm ve Sürgün” adlı eserinde yer alan “1821 ile 1922 yılları arasında Müslümanların yaklaşık 5.5 milyonu kimi savaşlarda açlıktan ve hastalıktan canını yitirerek ölmüş, 5 milyondan fazlası ise ülkelerinden sürülüp atılmıştır” tesbiti gerçek bir soykırım değil de nedir?

HOCALI SOYKIRIMI, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır…

Bilerek, isteyerek planlı ve programlı olarak, bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da işkenceye maruz kaldığı tespit edilmiştir.

Ermenistan Cumhurbaşkanı ve savaş süresinde Karabağ’da Ermeni güçlerine kumandanlık yapmış Serj Sarkisyan’ın İngiliz araştırmacısı ve yazarı Thomas De Waal’a söylediklerine göre: “Hocalıdan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu (stereotipi) kırmayı başardık ve olay işte bu.”

Evet, eli kanlı Sarkisyan’ın dediği gibi olay bu… Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum…

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.