Ana Sayfa Yazarlar 6.09.2019 1125 Görüntüleme

HUTBEDE ANILMAYAN ATATÜRK ve DIŞ GÜÇLER

Diyanet İşleri Başkanlığının 30 Ağustos/Cuma günkü hutbesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Diyanetin kurucu lideri ATATÜRK’ü anmaması, cami içinde cemaat arasında tartışmalara ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açarak sosyal medyada  “HARAM OLSUN”  etiketiyle Diyanet’e ayrılan bütçe için kullanılan vergilerini “HELAL ETMEDİKLERİNİ” belirten paylaşımlarla doldu.

Bunlar yetmezmiş gibi, AKP Çorum Belediye Meclis üyesi Reşit Keleş isimli ………, Facebook hesabından Mustafa Kemal Atatürk ve sevenlerine ağıza alınmayacak cümlelerle, Diyanet’in 30 Ağustos hutbesinde Atatürk’ü anmamasını eleştirenlere “Siz kimsiniz O…. çocukları” demesi son derece seviyesiz ve alçakça bir davranış olarak hafızalara işlendi.

Camide arbede, sosyal medyada tepki; HARAM OLSUN

Muhalefet Partileri bu terbiyesizliği eleştirirken, konu medyada da geniş bir şekilde yer aldı. Vatandaşlar “HARAM OLSUN” şeklinde ifade ettikleri tepkilerini sosyal medyada geniş bir şekilde paylaştılar. Camilerimizin, Cami cemaatimizin düşürüldüğü bu utanç verici durum millet bütünlüğümüz için kahredici bir ayrışmanın öncüsüdür. Buradan yetkilileri uyarıyor, akıllarına başlarına devşirmelerini tavsiye ediyorum.

AKP Çorum Belediye Meclis üyesi Reşit Keleş, Facebook hesabından Mustafa Kemal Atatürk ve sevenlerine kin kustu. Ağza alınmayacak cümleler kuran Reşit Keleş, Diyanet’in 30 Ağustos hutbesinde Atatürk’ü anmamasını eleştirenlere “Siz kimsiniz O… çocukları” demesi de çok tepki aldı.

Gelelim işin bam teline…

Küresel güçler tarafından ATATÜRK’ü ve fikirlerini, kurnaz taktiklerle yavaş yavaş yok etme operasyonu yürütüldüğü unutmamalıyız.  Yaşananlara bu gözle bakarsak değerlendirmelerimiz daha isabetli olur.

30 Ekim 1918’de Osmanlı Devleti kayıtsız şartsız teslim olmuş, Haçlı paryaları, vatanımıza, bayrağımıza, egemenliğimize, dinimize, imanımıza,  namusumuza, şeref ve haysiyetimize musallat olmuştu.  Çanakkale Kahramanı Gazi MUSTAFA KEMAL Paşa’nın öncülüğünde başlatılan İstiklal Harbimiz sonucunda vatanımız işgalden, Türk Milleti esaretten kurtulmuş, namus, şeref ve haysiyetine kavuşmuştu.. Gel gelelim “kış kışlığını, pu.. pu…luğunu” yapmaktan vazgeçmeyecek, 100 yıl önce başaramadıklarını gerçekleştirmek, etnik-dini-ekonomik-sosyal-kültürel her türlü enstrümanı kullanarak bu coğrafyadaki varlığımızı yok etmek amacından vazgeçmeyecekti.

Sağ-sol çatışmasıyla denediler, 12 Eylül 1980’de kayaya çarptılar, ekonomik krizlerle oldukça mesafe kat ettiler, tüm kamu iktisadi teşebbüslerini üç otuz paraya sattık, satın alanlar sanayi tesislerinin arsalarından büyük rant elde ettiler ama üretim gücümüz kan kaybetti. Etnik temelli Bölücü terörle 1984’ten beri uğraşıyor, akan kanı durdurmak için milyarlarca lirayı harcamak zorunda kalıyoruz. Son versiyonları radikal İslam’ın vahşeti herkesin gözünü korkuturken, ılımlı islam temsilcisi FETÖ’cüler meclisi bile bombalamaktan çekinmediler…

Uyutulan Müslümanlar

Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi’nin siyasi ve ruhani lideri Mahatma Gandhi, “Mustafa Kemal ingilizleri yeninceye kadar tanrıyı da İngiliz zannediyordum….” sözüyle  ATATÜRK’ün mazlum milletlere örnek kişiliğini ifade ettiği halde, bugün ülkemizdeki mütareke artığı bazı şerefsiz ve haysiyetsizler,  O büyük insana dil uzatmaktan utanmamaktadırlar.  ATATÜRK, emperyalizmin üzerimizdeki plan ve projelerine engel olduğu için O’na duydukları öfke hiç bitmedi… Düşmanlarının bile önünde saygıyla eğildikleri, “asrın Türklere nasip olan dahisi” diyerek önünde saygıyla eğildikleri ATATÜRK’ü yok sayan Diyanet İşleri Başkanının “keşke Yunan kazansaydı” diyebilen haysiyetsizleri ziyaret etmesi, cenazesine omuz vermesi ancak ve ancak gaflet, delalet ve hatta ihanetle açıklanabilir.

Dış güçler tarafında ülkemiz üzerinde yürütülen operasyonlar ortadayken buna alet olmak Türkiye’nin diyanet işleri hakkında şüphe yaratmaktadır.  Örneklerden sadece birkaçına şöyle bir göz atalım…

  • Alman vakıfları Türkiye hakkında ahkâm kesiyor. Doğu Enstitüsü başındaki Udo Steinbach , “Kemalist değerlerden vazgeçeceksin!” diye buyuruyor
  • Amerikan RAND düşünce kuruluşunun daimi politik danışmanı, ABD Merkezi Haber alma Teşkilatı’nın (CIA) eski yöneticisi, ABD Dışişleri Bakanlığı görevlisi Graham FULLER; “Türkler Kemalizm’i terk edip ılımlı İslam’ı benimsemelidir. Ilımlı İslam, Kemalizm’i silmeye yönelik bir karşı devrimdir ve bu devrimin karşısındaki tek güç Türk Ordusu ile ulusalcı aydınlardır ve TASFİYE EDİLMELERİ gerekir” diyor.
  • Hollandalı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Arie Oostlander. 2003 yılı Mart ayında Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’na bir rapor sunuyor. Bu rapor, 19 Mart 2003 tarihinde onaylanıyor. Raporda; “Türk devletinin temel felsefesi olan Kemalizm, Türkiye’nin AB’ye katılımına köstek oluşturuyor. Bu nedenle Kemalizm TASFİYE EDİLMELİDİR”  diyor.
  • Amerika Birleşik Devletlerindeki “Kuzey Amerika Ulusal Kürt Kongresi” isimli, kuruluşun düzenlendiği 1nci Konferansın açılış oturumunda, ikinci sözü alan ve Türkiye Kürtlerini temsilen katıldığı belirtilen Süleyman KURTİR:  “KEMALİST HAREKETİ YOK ETMEK İÇİN bilimsel projeler başlattık” diyebiliyor.

Olay bu kadar açık… ATATÜRK’ü unutmamızı isteyen buna benzer bir sürü örnek var.

Dün Sevr anlaşmasıyla başaramadıkları “TÜRKLERİ ANADOLUDAN TASFİYE ETME” planını bugün gerçekleştirmek isteyen iç ve dış güçler, Türk çocuklarına “ATATÜRK olmasa da olur” türünden biriymiş  gibi tanıtarak, unutturmak isterlerken, içimizdeki bazı gafiller düşmanın emellerine hizmet ettiklerini göremeyecek kadar körmü oldular???

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk. V.

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb