Türk Ocakları Beykoz Şube Yönetimi, Beykoz Adliyesi’ne gelerek gazeteci Nagehan Alçı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Çeşitli TV programlarında sarf ettiği ifadeler nedeniyle Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’na gelerek hakkında suç duyurusunda bulundukları Nagehan Alçı’nın, FETÖ kumpası olduğu bilinen Ergenekon ve Balyoz sürecinde Türk askerlerinin eşleri için “Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de Güneydoğu’daki gaziler için maarif takvimine soyunsun” ifadelerini kullandığı iddia edildi.Nagehan Alçı hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere Beykoz Adliyesi’nde gelen Türk Ocakları Beykoz Şube Yöneticileri arasında, Şube Başkanı Fevzi Geylan, İYİ Parti Beykoz İlçe Başkanı Akif Taşdemir ve BBP eski İlçe Başkanı Melih Perçin gibi isimler vardı.
İlgili dilekçenin Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’na verilmesinin ardından grup birde basın açıklaması yaptı.Türk Ocakları Beykoz Şube Başkanı Fevzi Geylan’ın yapmış olduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
SÖZDE GAZETECİ NAGEHAN ALÇI’NIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE HAKARETİNE İLİŞKİN TÜRK OCAKLARI BEYKOZ ŞUBESİNİN BASIN AÇIKLAMASIDIR
Son günlerde Türk Kamuoyunu çok rahatsız eden sözde gazeteci Nagehan Alçı Yüce Türk Devletine ve Türk milletine alenen hakaret etmiştir. Aslında geçmiş dönemlere baktığımızda aynı yönde daha birçok söz ve beyanının olduğunu görüyoruz. Şöyle ki;
Yunan işgali altındaki Türk adaları yani vatan toprağı için, “18 keçinin otladığı kaya parçası” diyen, FETÖ kumpası olduğu bilinen Ergenekon ve Balyoz sürecinde Türk askerlerinin eşleri için sarf ettiği “Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de Güneydoğu’daki gaziler için maarif takvimine soyunsun” diye edepsizleşen ve küstahlaşan, hain Fethullah Gülen için övgüyle söz eden, bebek katili terörist başı Öcalan için merhamet dolu sözlerle affedilmesini isteyen, açılım döneminde de “Kürdistan yollarında, Habur’dayım….” gibi bölücü pek çok söz ve beyanlarıyla gündeme gelen bu şüpheli, son olarak geçtiğimiz günlerde de ulusal ve uluslararası yayın yapan bir TV kanalında, 90’lı yıllarda 17 bin faili meçhul cinayet işlendiğini dile getirmiş, buna itiraz edilince ‘Bu ülkede bizi izleyen milyonlarca Kürt vatandaşı var’ demek sureti ile faili meçhul cinayetlerin devlet eli ile yine etnik temelli işlendiğini açıkça ifade etmiştir. Bu sebeple ‘katil devlet’ sözünü tekrar tekrar söylemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ne yöneltilen ‘katil devlet’ ithamı, devletimizi sözde Ermeni soykırımının varlığını kabule ve milletimizi bu sözde soykırımın faili olarak göstermeye çalışan, zorlayan dış mihrakların ve yerli işbirlikçilerinin bölücü terör örgütlerinin sık kullandıkları bir ifadedir ve aynı dildir. Türk Kamuoyu vicdanında FETÖ/PDY gibi terör örgütleri yönünden kirli olan şüpheli, bilinçli şekilde Türk devletine, milli hassasiyet ve çıkarlarına karşı algı oluşturma çabasındadır. Şüpheli ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ kavramlarına sığınarak devlet ve millet düşmanlığını alışkanlık haline getirmiştir.
Bu sözde gazeteci ayrıca, Türk Milleti’nin binlerce yıldır tarih sahnesinde yer almasını sağlayan devlet anlayışımıza karşı ‘devletin kutsal olmadığını’ sık sık dile getirerek, aslında Türk Milleti’ne karşı olan düşmanca tavrını da ortaya koymaktadır.
Öte yandan teröre karşı verilen şanlı mücadeleyi kastedip ‘hukuksuzdur’ algısı yaratıp, devlete ‘katil’ diyerek aslında bu şahıs, aynı zamanda hem terörle mücadelede çok büyük fedakarlıklar göstermiş olan şehit ve gazilerimize de hakaret etmiş ve böylece onların vatanın bütünlüğü, devletin ve milletin bekası için yürüttüğü terör operasyonlarını hem suçlamış hem de aşağılamış böyle bir dil asla kabul edilemeyeceği gibi bu açıklamalar dünyanın hiçbir devlet ve hukuk sisteminde de zaten himaye görmemektedir.
Hal böyle iken bu gazeteci müsveddesi Türkiye Cumhuriyeti ve Yüce Türk Milletine karşı olanca küstahlığıyla hakaret etme cüretini nereden ve kimlerden almaktadır? Arkasındaki koruyucu güç odakları kimlerdir? Bu soruların cevabını Türk Kamuoyu merak etmektedir.
Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden, Yüce Türk Devleti ve Türk Milletine alenen hakaret ederek aşağılayan bu sözlerin sahibi asla cezasız kalmamalıdır.
Bütün bu sebepler ile şüpheli hakkında soruşturma ve sonucunda kovuşturma yapılması ve nihayetinde hak ettiği cezaya çarptırılması için suç duyurusunda bulunulması gereği doğmuştur.
Türk Kamuoyuna saygıyla duyurulur.