Ana Sayfa Eğitim, Sür Manşet 4 Ekim 2019 1803 Görüntüleme

Tüketim çılgınlığı depresyona, depresyon da intihara sürüklüyor

Bu yıl ‘İntihar’ temasıyla farkındalık yaratılmasının amaçlandığı 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında açıklama yapan Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, tüketim çılgınlığı nedeniyle insan ruhunun ihmal edildiğini söyledi. Bu ihmalkârlığın da depresyon ve madde kullanımı sonucu kişileri intihara sürüklediğini belirten Beyazyürek, bu süreçte sadece yetkinliği olan psikiyatrist ve psikologlardan yardım alınması gerektiği uyarısında bulundu.

Bu yıl ‘İntihar’ temasıyla farkındalık yaratılmasının amaçlandığı 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında açıklama yapan Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, tüketim çılgınlığı nedeniyle insan ruhunun ihmal edildiğini söyledi. Bu ihmalkârlığın da depresyon ve madde kullanımı sonucu kişileri intihara sürüklediğini belirten Beyazyürek, bu süreçte sadece yetkinliği olan psikiyatrist ve psikologlardan yardım alınması gerektiği uyarısında bulundu.

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında Dünya Sağlık Örgütü’nün her yıl bir tema belirlediğini anlatan Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, 2019 yılının temasının ‘İntihar’ olarak belirlendiğini açıkladı. İntiharın sebepleri hakkında bilgi veren Beyazyürek, herhangi bir ruhsal sorunu olan veya yardıma ihtiyaç duyan kişilerin psikiyatrist ya da psikologlardan yardım alması gerektiğini söyledi.   

Ruhsal rahatsızlıklar içinde intihara en çok neden olan durumların depresyon ve madde kullanımı olduğunu belirten Beyazyürek, bunların altında yatan dinamiklerin araştırılması gerektiğini söyledi. Globalleşen dünyada Türkiye’deki sorunları diğer ülkelerdeki sorunlardan soyutlamanın mümkün olmadığı ifade eden Beyazyürek, “Bizde deprem oluyorsa bütün dünyada oluyor. Ya da ekonomik bir kriz yaşanıyorsa yine bu bütün dünyanın sorunu. Asıl sorun olarak son 50 yılda maddeleşen bir dünyadan bahsedebiliriz.

Sürekli tüketen bir toplum olduk. İnsanın ruhsal yapısı ihmal edilerek, insana satılabilecek her şey satılarak insan bu şekilde mutlu edilmeye yöneltiliyor. ‘Buzdolabının çift kapılısı’, ‘Arabanın farklı modeli’ derken sanki maddedeki değişiklikler insanı mutlu edecekmiş mesajı veriliyor. Dağda akan su, pet şişelere doldurularak satılıyor. 30 – 40 sene önce buna gülüp geçerdim ama artık öyle değil” dedi.Öğrenilmiş çaresizlik içerisindeyiz

Manevi değerlerin bile dejenere edildiğini anlatan Beyazyürek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsan kendini temsil eden maddeden çok daha başka bir şey. Bir ruhsal yapımız var ve bunun tatmin olması lazım. Dolayısıyla bu tüketim çılgınlığında insan bocalamaya başladı. Deprem ve ekonomik krizler ile işin içinden çıkılamaz oldu. Ve maalesef yöneticiler insanlara çaresizliği öğrettiler. Biz öğrenilmiş çaresizlik içindeyiz şu anda. ‘Nasıl davranayım da ben kendimi daha mutlu hissedeyim?’in içinden çıkamaz olduk. Bankalara borçlandık. Basit geçimsizlikler, kadına, hayvana ve çocuğa şiddet, taciz arttı. Bütün bunların altında bir doyumsuzluk, ruhsal dünyamızın bir türlü toparlanamaması yatıyor. Bunların sonunda da intiharlar görülüyor.”

Sorumluluğu olmalı

“Ruhsal bir sorunu olan kişiler psikiyatrist ve psikolog gibi sorumluluğu olan insanlara müracaat etmeli” diyen Beyazyürek, “Ben ev yaptıracaksam mimara giderim, bakkala değil. Eğer kişinin yaptığı işten bir sorumluluğu, yetkinliği ve belgesi yoksa ona müracaat etmeyin ve güvenmeyin. Bana gelen birinin beni şikayet edebileceği birçok yer var. Ancak kendine ‘Yaşam koçu’ diyen herhangi birine gittiği zaman bunun hiçbir sorumluluğu yok” uyarısında ve önerisinde bulundu.

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb