Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 16.01.2021 6954 Görüntüleme

TAKİP EDİLİYORUM DİYE KORKMAYIN

Günümüz iletişim teknolojileri son hızla gelişiyor. Özellikle sosyal medya belli başlı şirketlerin sahibi olduğu uygulamalar üzerinden kullanıcıları çığ gibi artıyor. Her gördüğünü çılgınca paylaşma isteği var. İnsanlar konum bilgileri ile nerede olduğunu bile paylaşmaktan çekinmiyor. Özel hayatında olanları, ilgi duyduğu paylaşımları, ilginç bulduğu her şeyi tekrar tekrar takipçilerinin beğenisine sunmaktan hiç çekinmiyor. En çok ta evham yaymaktan, kötümser gelecekten, felaket tellallığı yapmaktan mutlu. Bıkmadan, usanmadan, mümkün olan her zamanında özellikle telefonlarından gözünü alamıyor.

Sonra kendi kendine evhamlara kapılıyor. Yok dinleniyorum, yok takip ediliyorum diye. Uygulamalar ücretsiz süper hizmet veriyor, karşılığında reklam alabilmek için ilgili kişilerin özel paylaşımlarını kullanınca endişeleniyor. Hani uygulamayı kullanmaya başlarken hızlıca okudum diye tik atarak kabul ettiğiniz kullanım şartları sözleşmesi var ya, işte o uzun metinde bunların hepsi yazıyor ama okuyan kim. Tıpkı banka kredi sözleşmeleri gibi.

“Unutmayın bir şeyi bedelsiz kullanıyorsanız, o şey de ürün sizsinizdir“

Dinleme ve takip işine biraz farklı bir gözle bakmak gerekir. Çoğu insan kendini önemli hissettiği için her an onu dinlediklerini zanneder fakat durum biraz farklıdır. Neredeyse tüm konuşmalarınız, digital paylaşımlarınız, hatta kredi kartınızla yaptığınız alış veriş ürünleriniz, konum bilgilerini ve bunlar gibi bilgilerinizin hepsi bir havuzda kayıt altındadır. Ne zaman lazım olursa o zaman hepsine erişecek bir sistem maalesef uzun yıllardır var. Ne zaman ki geriye dönük izlenmesi gerekecek bir şeyler yaptınız veya bir yerlere geldiniz, o zaman anlarsınız. Çocukken yer aldığınız bir fotoğraf karesi, ya da on sene önce paylaştığınız bir mesaj haber değeri olduğunda ortaya çıkar.

Neredeyse otuz yıl önce üniversitedeyken yakın arkadaşlarımdan biri uzaktan pencereye gönderdiği bir sinyal sayesinde pencerenin bulunduğu odadaki konuşmaları kayıt edebilen bir cihaz yapmıştı. Uydudan göz bebeğinizin resmini çekmek yaklaşık yirmi sene önceydi. Çiftliğindeki hayvanların kaç adım attığını, kaç kere geviş getirdiğini ölçüp raporlayan sistemler uzunca yıllardır var zaten. Varın siz düşünün şimdiye kadar neler olmuştur. Geçen sene önde beyaz eşya üreticimiz mağazalarında müşterilerinin psikoanalizini yapmaya başladı. Yani mağazaya girdiğinizde duygusal tepkilerinizi tespit edip, hangi makineyi almaya geldiğinizi önceden biliyor. Eh digital reklamlar da böyle işliyor zaten neye ilgi duyduğunuzu tespit ettikten sonra hemen her mecrada gözünüzün önüne onun reklamlarını getiriyor. Ticari olarak bu kadar ileri teknoloji kullanılır da devleti korumak için kullanılmaz mı? Pek tabi henüz hayal bile edemediğiniz teknolojiler öncelikle ülke menfaatleri için geliştirilir ve kullanılmaya başlar. Sonra ticari alanlara yavaş yavaş verilir. Nedeni, devletler özel şirketlerden kat be kat daha fazla kaynak ayırır bu araştırma faaliyetlerine. Yoksa uzay teknolojilerine ayrılan kaynaklar başka yerlere harcansa dünyada hiçbir insan açlık çekmez zaten.

Kendinizi izlenecek kadar önemli hissetmenizin nedeni kendiniz olduğu içindir. Oysa herhangi bir devletin menfaatlerine uymayan faaliyetler içerisinde iseniz o zaman bu evhama kapılabilirsiniz. Evhama da gerek yok zaten izleniyor, dinleniyor ve takip ediliyorsunuzdur. Yok o şirket bilgilerimi paylaşacak, yok bu şirket kişisel bilgilerimi kullanıyor diye dert etmeyin zaten ücret ödemeden süper teknoloji kullanmaktasınız. Siz kendinize dikkat edin gerisi herkes için aynı zaten.

15 Ocak 2021

Gökhan Taneri VURAL       

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb