Süper ligin son haftaları yaklaştıkça başlayan ve her geçen gün daha acımasız hale gelen; taraf tutmakla suçlanan Federasyon, belirlenmiş takımı şampiyon yapmaya çalışan hakemler, Var odası hakemleri ve şike primi tartışmalarının bugün belli olacak şampiyonluğun akabinde son bulacağını zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

Puan kaybettikleri maçların sonunda önce hakem kararlarıyla başlayan eleştiri fırtınaları, Kendilerine karşı gösterdikleri direnç ve mücadeleyi şampiyonluk rakiplerine de karşı göstereceklerini umanlar. “Durmuş saatin günde iki defa doğruyu gösterdiği gibi” yanlış yaptıkları pek çok uygulama varken sıkışık maç takvimi sebebiyle takımların maç günleri arası dinlenmeler hesaplanarak belirlenen maç günü değiştirme talebinde bulunan ve talebi reddedilen, ret sebebi altında türlü bahaneler arayan teknik adamlar. Rakip takımların acemice son haftalarda puan kayıpları sayesinde aldığı şampiyonluklarla adı “mucize yaratan hoca” ya çıkan teknik direktörler, takımı ipi göğüsledikten sonra karşı tarafı yıpratmak için söyledikleri yenilmez yutulamaz lafların tamamını unutarak bir zafer sarhoşu edasıyla şampiyonluk primini alacak ve rakiplerini geçmenin zevkini de yaşayacaklar.

Diğer taraftan futbolcusunu şeref ve namus konularında eleştiren başkanlar. Elinde hiçbir belge olmamasına rağmen karşı takımları şike yapmakla suçlayan kulüp yöneticileri. Mahkeme kararlarıyla tescil edilmiş şampiyonlukları kabul etmeyip kendilerini şampiyon ilan edenler ve şampiyonluğun yanlı hakem kararlarıyla kaybedildiğini açıklayanlar sadece ve sadece elbirliğiyle taraftarın kandırılması için işbirliği içindeler.

Sonuçta bugün Beşiktaş veya Galatasaray takımlarından biri şampiyon olacak, umarım bu son maçlarda alınan neticeler; hak edenin şampiyonluğu kazandığı, voleybol maçına benzemeyen ve futbol maçı gibi oynandığı, 1992-1993 sezonunda ki son maçlar gibi hala konuşulmayan bir skorlarla bitmesini özetle şaibesiz bir şampiyonluk olmasını dilerim.

İş şampiyon olmak ve Avrupa’ya gitme vizesi almakla bitmiyor. Siz hiçbir takım yönetiminin Avrupa da başarılı olmak için nasıl bir kadro yapılanması ve yeni sezon planlamasına gün kaybetmeden acilen başladığını ve neredeyse 3 ay sonra başlayacak yeni sezon macerası ile ilgili transfer çalışmalarının yapıldığını duydunuz mu? Yaptık yapıyoruz diyenler transfer için paralı kulüpler transferlerini yapsın, bütün iyi ve kaliteli futbolcular seçilsin daha sonra kalanlar arasından en ucuz olanı ve bonservissiz olanlarını seçeriz diye beklemek zorundalar. Çünkü tüm takımlarımız borç batağı içindeler pahalı transferleri ancak mevcut kadroları içinde satılabildikleri bir oyuncu olursa gerçekleştirebileceklerini bilmeyenimiz yok.

2019-2020 sezonu sonunda İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’na verilen UEFA Şampiyonlar Ligi finali bizden alınarak onun yerine 2021 yılındaki final maçı aynı şehir ve stadımıza verilmişti. Şimdi bu final de alındı, ilave olarak Formula 1 yarışlarında İstanbul takvimden çıkartıldı bunun sebebini bir iki kelime ile geçiştirebilirler ancak Türk insanının bunların neden kaybedildiklerinin gerçeklerini bilmeye hakkı var gibime geliyor.

Şeker Bayramınızı kutlar, sağlıklı, huzurlu ve bol kazançlı günler dilerim, esen kalınız.

Hüseyin Demirel