Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 25.06.2021 2355 Görüntüleme
Muharrem Kaynak

Muharrem Kaynak

İSTANBUL MANZUMESİ

İstanbul , İstanbul ; boyumdan büyük sözler etmek zorunda kalıyorum

Seni anlatırken , Kız Kulesi’ni Galata Kulesi gibi gözümde büyütüyorum

Boğaz’ım düğümleniyor , yutkunarak Karadeniz’i Marmara’ya bağlıyorum

Asya’yı Avrupa’ya bağlıyorum , bu asma köprüler sana az geliyor biliyorum

 

İstanbul , seni bin dörtyüz elli üç de fethetti , Fatih Sultan Mehmet Han

Fatih , O’ ne büyük Sultandır O’ Orta Çağ’ ı kapatan ve Yeni Çağ’ı açan

Dikti Türk’ün sancağını Bizans’ın surlarına , bir hançer gibi Ulubat’lı Hasan

Dörtyüz yetmiş yılda , tam otuz sultan çıkardı Osmanlı senin koynundan

 

Megaralılar , Romalı ve Bizanslılar , Rumlar , Ermeniler ve Yahudiler

Önce Latince , sonra Yunanca konuşanlar , bizden Türkçe  öğrendiler

Medusa’yı  , Hz. İsa ve Musa’yı bilenler , Hz. Muhammed’i öğrendiler

Bu yüzdenmi karışıktır Kostantinapolis , bumudur bunun sebebi efendiler

 

Bizans oyunlarından bıkmayan  varmıdır tarihte onu bilmiyorum

Entrikalar bitti , İstanbul Bizans’dan kurtuldu , ben onu biliyorum

Ah ! İstanbul , dünya seni biliyor , ben bildiklerimi tekrar ediyorum

Sana senin destanını yazsam , sen içine sığmazsın yemin ediyorum

 

İstanbul Boğaz’ın var  senin , yudum yudum Karadeniz’in  suyunu içersin

Boğaz senin  , Kınalı , Burgaz , Heybeli , Büyükada , adaların hepsi senin

İstanbul sen , Marmara ile evlenen , Boğaz ile tüllenen en güzel gelinsin

Dursun başındaki altın taç dursun , adın en güzel saraylardan duyulsun

 

Topkapı , Beylerbeyi , Dolmabahçe , Yıldız ve Çırağan senin sarayların

Surlar ve zindanlar yıkılmış ama , hala ayakta duruyor senin sarayların

Saraylarını müze yaptı Atatürk’üm , çok iyi korunuyor senin sarayların

Boğaz”ın iki yakasında birbirine bakıyor , Anadolu ve Rumeli Hisarlar’ın

 

Ayasofya , Sultan Ahmet , Mihrimah Sultan , Selimiye ve Süleymaniye

Bu  ulu camiler ile sinegoklar , külliyeler , manastırlar ve onlarca kilise

Biz yıllarca ve asırlarca Anadolu’da  , sana kavuşmayı bekledik hasretle

Hanlar , hamamlar  , köşkler , saray ve kışlalar yaptı atalarımız  özenle

 

Davutpaşa kışlası , Rami kışlası , Taşkışla , Topçu kışlası ve Selimiye

Dahası var bu kışlaların , Maltepe , Balmumcu , Ertuğrul ve Orhaniye

Biri hariç , hepsi ayaktadır bu kışlaların , kışlalara sahip çıktı askeriye

Kapalıçarşı , Darphane , Harbiye , üniversite binaları ve daha nice külliye

 

Rüştüyeler , idadiler , medreseler ve o günlerin Dar- ül acezesi

Mahalle mektepleri ile Şişli Terakki ve Galatasaray Sultanisi

Robert Koleji , Avusturya ,S. Josef , S.Corc ve S. Bonevia lisesi

Çapa öğretmen okulu , Çamlıca kız lisesi ile Kandilli kız lisesi

 

Fransız  , İtalyan , İstanbul erkek ve Kabataş erkek liseleri

Zeynep Kamil , Haydarpaşa , Kuleli ve Fevziye mektepleri

Tiyatrolar , Taksim , Maksim , Çakıl  ve Günay  gazinoları

Haşa! unutmadık her gece Heybeli’de mehtaba çıkanları

 

 

 

Bir tatlı huzur amaya geldik Kalamış’tan diyen kibar beyler

Üsküdar’a giderken aldı da bir yağmur’u söyleyen efendiler

Katibime kolalı da gömlek  ne güzel yaraşır diye devam ederler

Adalar’dan bir yar gelir bizlere aman Allah gözlere bak gözler…’e

 

Yeniçeri sesleri gelirse derinden , kapıkulu askerleri direnirler

Mehteran ceddin dedeyi çalınca  , tokmak vurur nekkareler

Tulumbacılar haykırarak yangına koşarlar , yangın söndürürler

Sanki eski İstanbul kabadayıları gibi cadde ve sokakları inletirler

 

Padişahlar , sultanlar ve onların havarileri , gözde ve cariyeleri

Saray soytarıları , yalaka ve dalkavukları ile saray eğlenceleri

Dillere destandır Sulukule’nin çalgıcıları ve dans eden güzelleri

Kumkapı ve Sıraselviler’in  geceleri ile Tarlabaşı meyhaneleri

 

Yıldızlı otellerin var , Hilton , Ceylan , Divan , Dedeman ,Tarabya

Swissotel , Cevahir , Safir , Çırağan , Conrad , Radisson , Ramada

Atlas , Venüs , Reks , Fitaş , Cep ile Lale , Dünya , Rüya ve Süreyya

Asır , Sunar ,Yumurcak , Melek , Emek ve Feriye sinemaların varya

 

Üniversitelerin ; İstanbul , İstanbul Teknik ,Yıldız Teknik ve Marmara

Boğaziçi , Gümüşsuyu , Çapa , Gülhane , Cerrahpaşa ve Kasımpaşa

Buraları  hem hastane , hem ilim yuvaları idi , hala öylemidir acaba

Say sayabilirsen İstanbul’daki okul ve üniversiteleri binden de fazla

 

Boğaz’da ve Altınboynuz Haliç’te yüzen balıkçı motorları ve tekneler

Arabalı vapurlar , deniz otobüsleri , yük ve yolcu taşıyan büyük gemiler

Trenler ,  metrolar  , metrobüs , otobüs , minübüs , dolmuş  ve taksiler

Bir nostalji oldu artık  onlar , eski tramvaylar ile boynuzlu troleybüsler

 

Görünmüyor yedi tepenin hiç birisi , o tepeler beton yığınlarıyla dolmuş

Küçüksu , Göksu , Haliç ve Ihlamur deresi , Kurbağalıdereler’e ne olmuş

Beykoz çayırı , Küçüksu çayırı , Kağıthane deresi , Sadabat duruyormuş

Yıldız şale ve Hasbahçe yerli yerindedir hepsi , gör Ortaköy ne hoş olmuş

 

Tünel , Beyoğlu , Pera , Çiçek  Pasajı ,Taksim , Harbiye ve Tarlabaşı

Oraları eğlence yuvası , Beyazıt ve Taksim  meydandır oldum olası

Barbaros bulvarı , Vatan ve Millet caddeleri , bir de  İstiklal caddesi

Harbiye’den Şişli’ye doğru Atatürk Müzesi ve Halaskargazi caddesi

 

Sana Fetih’ten çok önce geldi  Eyüp Sultan Hazretleri iyi biliriz

Eyüp Sultan Camisi ve Türbesine gider , başında dualar ederiz

Seni , düşman işgal ettiğinde ; Aziz Atatürk kurtardı ,  iyi biliriz

Çamlıca’ya çok büyük bir cami yaptık  , ezan sesi dinmesin deriz

 

Vefa’nın bozası var , Çengelköy’ün hıyarı , Kanlıca’nın yoğurdu

Mahmutpaşa ve Eminönü ‘ne gidenler getirir Hacı Bekir lokumu

Galata köprüsü , Şişhane , Talimhane ve Serencebey’in  yokuşu

Paşabahçe’nin camı , şişesi , Beykoz’un deri fabrikası unutulurmu

 

Boğaz’ın boynunda bir incidir Kız kulesi , Kuleli’den yükselir diğer ikisi

Yedikule , Çemberlitaş , Dikilitaş veTahta kale ile tarihi  Galata kulesi

Kulaklarımda çınlayan tren seslerini hatırlatır Haydarpaşa ile Sirkeci

Gar ve metro istasyonlarında inen ve binen yolcuların nedir bu acelesi

 

Boğaziçi , Fatih ve Yavuz Sultan Selim , senin Boğaz üstü köprülerin

Atatürk , Sabiha Gökçen ve İstanbul bunlar da senin hava limanların

Ne muhteşemdir , Osmangazi ve Onsekiz Mart deniz üstü köprülerin

İstanbul’u İzmir’e , Trakya ve Anadolu’ya bağlar , köprü ve oto yolların

 

Kasırlar var Aynalıkavak , Ihlamur , Küçüksu , Hidiv kasır ve köşkleri

Bir zamanlar şırıl şırıl akan mermer pınarlar ile Hamidiye çeşmeleri

Mimar Sinan camileri , mescitler , Bezm – i Alem ve Balyan camileri

Haliç  , Cami altı , Taşkızak ,  İstinye tersaneleri ile Tuzla tersaneleri

 

Gülhane ve Yıldız parkı ile Emirgan Korusu’ndaki rengarenk çiçekler

Zevk ve sefa devrinin laleleri , erguvan ve menekşelerle dolu her yer

Kuşlar cıvıldaşır , bülbüller öter , ne olursun  koynunda bizede yer ver

Senin fethini müjdelemiştir , Kuran – ı Kerim’de Hazret – i Peygamber

 

Bir zamanlar senin sokak  ve caddelerinde de ayı oynatırdı Romanlar

Balat’ın ve Karaköy’ün  Bankalar Caddesinden başka sokaklarıda var

Oraları gezen ve bilen bilir , anlayan anlar , bilir Manukyan’ı tanıyanlar

Galata köprüsü , Yeraltı çarşısı , Tünel girişi , Şişhane , İskele ve duraklar

 

Ölmek kaderde var, lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor diyor şair , zor

Bize ; Zincirli Kuyu’ yu , Karaca Ahmet’ i ve Edirne Kapı’ yı hatırlatıyor

Anıt Mezar’lar ve Aşiyan ile o’ içli söz , çok derin anlamlar ifade ediyor

Ah ! İstanbul bir gün , bir gece de olsa , gönül seninle olmak istiyor

 

Beylerbeyi , Çengelköy , Vaniköy , Kandilli ve Sevda Tepesi görmeye değer

Say ! saymakla bitmiyor , senin yaşanacak ne çok yerin var , dünyaya değer

Halkımız taşı toprağı altındır der , ne  güzel bir değerdir , bu verilen değer

Bize çayın yanında bir simit de yeter , hele köprüde balık ekmek ömre değer

 

Beşiktaş , Galatasaray ve Fenerbahçe üçü de senin bağrından çıkmışlar

Söyle bana varmıydı Bizans ve Roma döneminde  böyle güzide takımlar

Atatürk , İnönü , Ali Sami Yen , Şükrü Saraçoğlu statlarında yapılır maçlar

Yeniden yaptığımız , Atamız ‘a yaraşır , Atatürk Kültür Merkezi’miz de var

 

Fenerbahçe , Süreyya , Moda , Salacak , Florya ve Ataköy’deki güzel plajlar

Küçüksu’da , Sarıyer’de , Altınkum’da ve Vaniköy’de de vardı bir zamanlar

Yar ! İstanbul’u beraber yaşayalım yar , İstanbul çok özel ve çok güzel bir diyar

İstanbul , başında dolaşır nice usta şairler ve sana ne şiirler , ne destanlar yazarlar

Depremi , yangını ve seli yel alsın ağzımdan yar , yeterki sana nazar değmesin nazar.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb