Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 13.04.2022 1081 Görüntüleme
Muharrem Kaynak

Muharrem Kaynak

ŞAİR’İN ve ŞİİR’İN GÖREVLERİ

Şair der ki; benim de bir görevim var şiir yazıyorum, halkımıza şiiri sevdirmek için uğraş veriyorum. Şiir seven insan kötülük bilmez, kötülük yapmaz, yapamaz, onun yüreği insan sevgisi ile doludur.

Halkımıza sevmeyi, sevilmeyi, sevgiyi, merhameti ve şevkatı aşılamak, sevdiğini esirgemeyi ve onu korumayı öğretmek kolay değildir, zordur. İşte bu zor görevi başarmak için uğraşmak, didinmek ve çalışmak, bu konuda ve bu amaçla eser üretmek bir şairin esas görevidir.

Her insanın ve her vatandaşın toplum ve insanlık için yaptığı bir görevi vardır. Öğretmen, doktor,  mühendis, mimar, eczacı, hemşire, hakim, savcı, asker , polis, avukat, berber, kuaför, marangoz, terzi, ayakkabıcı, çiftçi, bahçıvan, bakkal, kasap , manav, tamirci, tiyatro ve sinema sanatçısı, gazeteci, ressam, müzisyen, heykeltıraş, yazar, romancı, karikatürist, palyaço,  …vb.

İnsan önce kendisine ve yakın çevresine, ailesine, yurduna ve milletine, sonuçta tüm insanlık yararına bir şeyler yapar ve üretir, işte buna görev ve hizmet denir. Sayılan bu iş ve meslekler içinde şairlerin görevi ayrı bir yer tutar. Şunu asla unutmamak gerekir, her evde, her anne yemek pişirir ama her anne usta bir aşçı olamaz.

Herkes resim yapabilir ama ressam olamaz, bir işi profesyonelce yapan birisi olmak veya sanatkar ve sanat erbabı olabilmek için; acemilik, çıraklık ve kalfalıktan sonra ustalık düzeyine erişebilmek çok zaman alır ve çok tekrar gerektirir. Sanatçı ile sanatkarı karıştırmamak gerekir, şairlerimiz de birer sanatçıdır, kıymeti bilinmelidir, değeri de ona göre verilmeli ve öyle anlaşılmalıdır.

Ancak şairlerin tekrar etmek gibi bir şansları yoktur, ürettikleri her bir eser kendine özgü ve nevi şahsına münhasırdır ve şairin kendisine aittir. Şair eserini üretip, halkla sunup paylaştıktan sonra onu geriye verin, düzeltip tekrar size sunarım diyemez, keza ressam ve heykeltıraşın eserleri de öyledir.

Şair olmak; Şiir gibi ve tatlı dil ile konuşmak şiir, şarkı, türkü, marş ve ağıtlar yazmak, bunları hem okumak hem söylemek, şarkı ve türküleri sevmek ve sevdirmek, sevdiğine şiirler yazmak, şiirdeki mecazları anlamak ve anlatabilmek, şiirden bir anlam çıkarmak, az söz ile çok şeyler anlatabilmek, yaşamı anlamak, yaşamayı sevmek ve yaşamaktan zevk almak demektir.

Şairlerin istediği gibi bir kişi olabilmek için; kişinin benim beş duyudan başka da güzel duygularım varmış demesi gerekir, ki her insanın yaradılışında bu duygular zaten vardır.

Her insan vicdan sahibi olmalı, sevgiyi yüreğinde hissedebilmeli, aşık olmalı, deli gibi sevmeli, sevdiğini görünce; bacakları titremeli, heyecan duymalı, ayakları yerden kesilmeli, güzelden ve güzellikten, estetikten anlamalı ve güzelden yana olmalı, kaba, saba ve sıradan olmamalı, elini tutmalı, koluna girmeli, sevdiğini bağrına basmalı, ona sarılmalı ve onu kucaklamalıdır, bütün bu özellikler insanın yaradılışında var olan özelliklerdir. İşte şairin görevi; bu güzel duyguların ağırlıklı olarak hissedilmesini sağlamak ve bu güzel duyguları kişilere aşılamaktır.

İnsan, içinden ve aklından geçirdiklerini karşısındakine aynen aktarmalı, anlatmalı ve paylaşmalıdır, asla içine atmamalıdır. Unutulmamalıdır ki “dertler paylaşıldıkça küçülür.”

İnsan, sevgilisine sevdiğini belli etmek için açılmalı, açık açık söylemeli, gerekirse haykırmalı, bir beyit, bir dörtlük, bazen anlamlı birkaç dize ile derdini anlatmalıdır. Onun için üzülmeli, dar gününde onun yanında olmalı, onun için ağlayabilmeli, gözünden yaş dökebilmeli, boğazı düğümlenmeli, yüreği hoplamalı, bazen de hayatı toz pembe görebilmelidir.

İnsan sabretmeli, sabretmesini bilmeli, sorunlarını zamana bırakabilmeli, zamanın her şeyin ilacı olduğunu bilmelidir. Gerçekler acıdır, acılara katlanabilmeli, gerektiğinde bağrına taş basabilmelidir.

İnsan her gün, acılı bir arabesk şarkı veya türkü dinlememeli, karamsar ve somurtkan olmamalı, şen, şakrak, neşeli ve güler yüzlü olmalı, her şeyi kendisine dert etmemeli, keza kişi kendisine öz saygılı olmalı, ama büyüklerine de gereken saygıyı göstermelidir. İnsanda Allah korkusu olmalı, vatan, millet ve bayrak sevgisini yüreğinden hiç çıkarmamalıdır.

Sizlere güzel olduğuna inandığım, çok güzel ve çok özel şeyler anlatmaya çalıştım, şiirin ne olduğunu ve şairin neyi bilip, neyi bilemediğini bir de şiirle anlatıyorum…

12 NİSAN 2022 Muharrem KAYNAK

                 ŞİİR NEDİR

(14 hece ile şiir nedir)

Şiir dilimizdeki şarkı ya da türküdür

Şiir ninnidir, şiir mevlid, şiir gazeldir

Şiir uçar tül gibi, toz pembedir bilinir

Şiir okursan, ayakların yerden kesilir

 

Şiirle türküler çalınır, hem de söylenir

Şiirle hem türkü hem de ağıtlar yakılır

Şiirle beyit atılır, masallar satılır

Şiirle marş çalınır, söylenince coşulur

 

Şiir şakır bülbül gibi, kanarya gibi hoş

Şiir öter bazen kuştur, bazen de bir baykuş

Şiir ulur bazen bir kurt, bazen çakal gibi

Şiir eser bazen ılgıt ılgıt, meltem gibi

 

Şiir duygudur tadılır, aşk ve sevda gibi

Şiir çiçektir, sevilir gül ve sümbül gibi

Şiir al kırmızıdır bayrak gibi, kan gibi,

Şiir deniz gibidir, gök gibidir masmavi

 

Şiir yemyeşildir, çayırın çimeni gibi

Şiir mor olur leylak, zambak ve sümbül gibi

Şiir kokar burcu burcu, mis ve amber gibi

Şiir ak, şiir kara, şiir sarı samani

 

Şiir ela ve çakırdır, bazen kahverengi

Şiir dudaklarda renktir kırmızı gül gibi

Şiir kadehlerde rakı, şişelerde şarap

Şiir deki her şey senin nimetindir Yarap

 

Şiir yavru ceylandır, ya da ürkek bir ahu

Şiir cesur ve kahramandır, vatansa konu

Şiir derki unutma bir fani olduğunu

Şiir ağıtla anlatır ölüm olduğunu

 

Şiir yazma, şiir yaşmaktır, şiir çoraptır

Şiir yelektir, bazen de ince bir gecelik

Şiir seher yelidir, yar yüzünde ferahlık

Şiir der ki, yar gelince biter bu hasretlik

Muharrem KAYNAK

ŞAİR BİLİR

(15 hece ile şair neyi bilir, neyi bilmez)

Şair bilir onu da dünyaya Allah getirir

Şair bilir elbet bir gün Allah alır canını

Şair bilir meleği, cinleri ve kör şeytanı

Şair bilir ve yapar hayırı ve haseneti

Şair bilir olan her şey Allah’ın bir hikmeti

 

Şair bilmez; Allah bilir dinimi, imanımı

Şair bilmez; Allah bilir bu kader mi, kısmet mi

Şair bilmez; şer gidince gelecek mi kısmeti

Şair bilmez; ilhamın ne zaman geleceğini

 

…ve şair diyor ki;

Söyle, Muharrem Kaynak söyle, düşürme ağzından

Kelime-i şahadeti, Allah’ı, Muhammed’i;

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü,

En ne Muhammedîn abdühü ve Resulühü. (*)

Muharrem KAYNAK

 

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb