Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 11.08.2022 1274 Görüntüleme

SANDIK GÜVENLİĞİ

Rahmetli Kemal Sunal’ın bir filminde köyde muhtar adayı. Ancak köyde herkesin istediği muhtar adayı başka biri. Muhtarlık seçimleri yapıldığı gün ahali sandık başına oy vermeye gittiğinde sandık sayımı çoktan yapılmış ve sonuç tutanağa bağlanmıştı. Seçimi kazananı tabii ki Şabandı.

Uzun yıllar siyasi yaşamım boyunca sandık güvenliği konusunda ilçe, il ve genel merkez düzeyinde çalışmalar yapan biri olarak, yaklaşan seçimlerde olası güvenlik ihlallerini yazmak istedim. 12 seçim süresince yaşadıklarımdan yola çıkarak önce mevcut durumumuzu özetliyeyim: Ülke genelinde yaklaşık 195 bin sandık var. Sandık kurulu başkanını Yüksek Seçim Kurulu atıyor. Hem de son yapılan düzenleme ile ilçelerde tecrübeli hâkimler yerine Ankara dan atanan hâkimler olacak. Atanan sandık başkanı ve yardımcıları ücretli olmasına rağmen, siyasi partilerin görevlendireceği okul sorumluları, kat sorumluları ve gözlemciler gönüllü olacaklar. Ülkemizin her ilçesinde hatta mahallesinde örgütlenememiş siyasi partiler bazı sandıkları gözlemleyemeyecek hatta sayım tutanağını bile elde edemeyecekler.

Islak imzalı sandık sayım tutanağı YSK’nın ilan ettiği sonuçlara itiraz edebilmenin tek kanıtı. İtiraz süresi de oldukça kısıtlı genelde Pazar günleri yapılan seçim sonuçlarına takip eden Salı günü saat 15:00’e kadar itiraz edilebiliyor. Sonra ilçe birleştirme tutanağı ve il birleştirme tutanağı itirazları var. Hepsi hepsi toplam yedi gün.

Hiçbir muhalefet partisinin ülke genelinde tam olarak sandıklara hâkim olamadığını düşünürsek bu sandık güvenliği sadece yüksek seçim kuruluna kalmış bir güvenlik olmakta. O zaman bazı soruları sormak gerek;

Sandıktaki seçmen sayısı kadar oy alan partilerin olduğu tutanakların sayısı ne kadar? Hiç mi gelmeyen yok ki seçmen sayısı ile oy sayısı eşit?

Islak imzalı tutanaklar ile sandık torbaları daha sonradan merkezi bir yerde tekrar kontrol edilemez mi?

Dijital dünya bu kadar gelişmişken, bankalarda para transferleri bile bizzat kullanıcı tarafından dijital olarak yapılabiliyorken, e-devlet diye bir uygulama ve mobil imza gibi güvenilir uygulamalar varken, neden hala kâğıt üzerinde, yüzbinlerce kişinin görevlendirildiği bir seçim sistemi yapılmakta?

Genelde toplumun büyük bir bölümü özellikle yaşı ilerlemiş olanlar konuya hâkim değiller denilerek geçiştiriliyor ancak emekli maaşlarını ATM den çekebilen büyüklerimiz için özel bir çözüm de üretilebilir. Kaldı ki aynı kişilere sağlık başta olmak üzere pek çok kamu kurumunda işlem yaptırabilmesi için internetten randevu almaları istenmiyor mu?

Gelecek yazımda olması gereken seçim sistemi konusunda daha detaylı öngörüler yazacağım. Sadece yerel genel seçimler için değil, seçim yapılan her konuda daha demokratik olması için uygulanması gereken yöntemleri yazmaya çalışacağım.

Sonuçta her seçim sonrası taraflar arasında başlayan derin husumeti engellememiz gerekir. Bu ülke bizim, bizim birbirimizi ayrıştırmamız ancak başka ülkelerin ekmeğine yağ sürdüğünü unutmayalım.

10 Ağustos 2022

Gökhan Taneri VURAL

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb