10 Ekim günü, Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından “Dünya Ruh Sağlığı Günü” olarak kabul edilmiştir. Ruh sağlığı hastalığından mustarip olanların sesini duyurabilmek, toplumda ruh sağlığı konusunda bilgi ve anlayışın artmasını sağlamak amacıyla 10 Ekim günü belirlenmiş.

2022 yılının teması “Ruh Sağlığını ve Ruhsal İyilik Halini Küresel Bir Öncelik Haline Getirelim” olarak belirlenmiş. Pandemi, savaş, ekonomik kriz, göç gibi küresel sorunların yaşandığı son yıllarda toplumsal iyilik halimiz ve ruh sağlığımız da sarsıldı. Ruh sağlığım iyi diyebilen kişi sayısı neredeyse yok gibi. Hele hele ülkemizde inanılmaz boyutlarda ve tedavisi oldukça zor bir hal aldı.

“Dağına göre kar” deyimi tam da bu durumumuzu anlatır ancak her dağın karı kaldırabileceğinden çok daha fazla bir hale geldi. Hemen her kesimden insanlar inanılmaz davranışlar sergiliyor. Her durumun arkasında farklı niyetler aranıyor. Haksızda değiller çünkü hemen hemen her olayın arkasından bambaşka niyetler çıkıyor. Bu da insanların kalplerini kırıyor, hatta hayata karşı acımasızlığı arttırıyor. Acımasızlık arttıkça insanlığımızdan kaybettiğimizin farkında bile değiliz.

Örneğin bir kadın feryat ediyor, kucağında el kadar bebek, yardım için neredeyse yalvarıyor. Peki, insanlar ne yapıyor? O kadar çok kandırılmışlar ki, görmezden, duymazdan geliyorlar. Yahu sokak ortasında adam dövüyorlar kimse dönüp te durun, yapmayın diyemiyor. Ekmek parası adı altında para kazanmak için türlü türlü fetbazlıklar almış başını gidiyor. Kimse hakkına razı değil. İşsizlikten, parasızlıktan, açlıktan inim inim inlerken, iş buluyor. İşini savsaklıyarak, sorumluluklarından olabildiğince kaçarak yapması gereken işi yapmadığı gibi diğer çalışanlar arasına nifak tohumları ekiyor. İşten kovulunca da patrona veya müdürüne veryansın ediyor. Siz hiç bir işçinin işi bitmediği zaman mesai ücreti istemeden fazla mesaiye kaldığını veya iş çıkış saatinden yarım saat sonra çıktığı gördünüz mü? Memurların pek çoğu daha beter durumda hemen hepsi sallabaşı al maaşı modunda.

Tamam, ekonomik kriz var. Enflasyon almış başını gitmiş. Peki, fiyatlar neden enflasyonun iki hatta üç katı? Çünkü özellikle temel gıda ve tüketim mallarının fiyatları satıcılar tarafından enflasyon bahane edilerek acımasızca ve sinsice fazlasıyla arttırılmış. Gelirler aynı şekilde artmayınca milletçe fakirleştik. İki sene önce rahatlıkla alınabilen şeyler bugün düşünerek alınmakta hatta bazen alınamamakta. Gel de ruh sağlığını koru.

Mal kavgası aileleri bölmüş, parçalamış. Mahkemeler dağ gibi dava dosyaları, mahkemeden ümidi kesen birbirine düşmüş türlü türlü dramlar. İçi kararıyor valla insanın. Televizyonda haber seyretmek zulüm olmuş, insanlığa sığmayacak olaylar. Akıllar sağlığını kaybetti herhalde, para için yapılmayan manyaklık kalmamış. Adeta paraya tapıyor insanlar. Sanki ölüm yok sonunda.

Camilerde günde beş vakit ezan “La ilahe illallah” diye uyarıyor. Allah’tan başka tapılacak ilah yoktur.

Allah akıl, fikir ve sabır versin.

10 Ekim 2022

Gökhan Taneri VURAL