Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 23.08.2023 638 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

VİCDANIN YERİNİ CÜZDAN ALINCA

Memleketimizde özellikle dindar yurttaşlarımız, konuyu biraz da abartarak bu topraklarda yıllardır dinin yaşanmasındaki zafiyetlerden, aksaklıklardan, toplumdaki manevi değerlerin eksikliğinden söz ederlerdi.

Hemen hepsi istisnasız parada, pulda, makamda gözü olmayan, maneviyat dostu insanlardı görünürde. Gün oldu devran döndü. Çok çalıştılar. Siyasetin gerektirdiğini yaptılar. Duygu ve düşüncelerine tercüman olduğunu düşündükleri bir siyasi partiyi taşıdılar iktidara.

Aradan 21 yıl geçti. Ülkemizin içinde bulunduğu milli-manevi durum, din anlayışı ortada. Sosyal yapıda, özellikle de ekonomik alanda derin bir İslam dışı tablo yaşıyoruz. Ülke bir avuç tok ile 85 milyon muhtaç arasında ikiye bölünmüş. Vatan toprakları, maden şirketlerine peşkeş çekiliyor, engel olmak isteyenlerin önüne polis, jandarmayı dikiyor, eşkıyayı koruyorlar.

Vatandaşlarımız ev, araba alma hayali bile kuramıyorken, ilk fırsatta yurt dışına kapağı atmak isterken 250.000 Dolar getiren her yabancıya vatandaşlık veriliyor. Vatandaşın atadan, dededen kalma topraklarına kadastro çalışmaları sırasında el konuluyor. Katiller, uyuşturucu tacirleri, casuslar cirit atıyor ülkemizde. Onların efendilerinin buyruğu ile haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olanlar bile serbest bırakılıyor. İsrail’in Filistin’de katliamlarını ve yerleşim yeri kurma çabalarını yoğunlaştırdığı bu günlerde, Sayın Cumhurbaşkanının direktifleriyle 10 yıl kesinleşmiş mahkumiyeti bulunan İsrail vatandaşı bir uyuşturucu taciri hediye olarak İsrail’e gönderiliyor.

Her şeyi bildiğini sanan ve tek başına yapmaya kalkan Cumhurbaşkanı şimdilerde sanki muhalefet partisi başkanıymış gibi iktidarını suçluyor ve olan biteni düzeltmekten söz ediyor.

Olan bitenlerden dolayı siyasi iktidarı eleştiriyoruz doğal olarak.

Ve dünün o idealist maneviyat sevdalıları, İktidar partisini savunurken hep paraya, mala, maddeye dayanıyorlar. Kaça mal olduğunu sorgulamadan “Yol, köprü, tünel, bina” diyorlar. Tutunabilecekleri manevi bir dal bırakmamış bu parti onlara.

Yine de bir kez bile ellerini vicdanlarına koyup da kendilerine ve birbirlerine:

“Bir vicdan partisi olması gereken partimiz, nasıl oldu da bir cüzdan partisi oldu? Ya biz; güvenip Türkiye’yi, dinimizi, diyanetimizi, bayrağımızı emanet ettiğimiz adama cüzdanımızı emanet edemiyor ve paramızı dövize çevirip bankaya öyle yatırıyoruz. Vicdanımızın yerini cüzdanımız mı aldı acaba?” diye soramıyorlar. Seyircilerin aynı zamanda suç ortağı olduğunu düşünmüyorlar. İnsani ve İslami hassasiyetleri dumura uğramış gibi rahatlar.

Açık söylemem gerekirse ne iktidarın olumlu anlamda bir değişime niyeti var ne de onları iktidara taşıyan seçmenin düzelme ve iktidarı düzeltme gayreti. Uyumlu biçimde yaşayıp gidiyorlar.

Ya muhalefet? Bizim asıl yaramız orada değerli vatandaşlarım. İktidar tarafı kazanan olduğu halde milletvekillerin üçte ikisini, bakanların nerdeyse tümünü değiştirmiş. Kaybedenler kulübü muhalefet ise kazık gibi çakılı yerinde. Kılıçdaroğlu’nun himmetiyle meclise girebilen particiklerin liderlerini dinliyoruz. Dilleri boylarından uzun. Ulaştıkları bedava saltanatı kendi marifetleri sanıyorlar. Meral Hanım esip savurmayı bırakırsa düşeceğini sanıyor olmalı.

CHP genel başkanı bir rüya aleminde yaşıyor. Seçmeninde derin bir depresyon hali var. Değişim olmazsa kopuş, başka partilere yöneliş kaçınılmaz. Aklı olan herkes bunu görüyor; ancak partinin genel merkeze çöreklenmiş öz evlatları(!) ondan çok memnun olmalılar ki atlas kumaşlara sarıp pışpışlıyorlar onu. Parti sözcüsü masalcı dede Faik ÖZTRAK ellerindeki belediyeleri kaybetme riski hayli fazlayken “Konya’yı da alacağız.” diyebiliyor. Belli ki Konya’yı etli ekmek sanıyor.

Yerel seçimi kazanma rüyası gören CHP’ye ve onun muhtemel paydaşlarına söyleyecek çok sözümüz var; ancak fazla söze gerek yok. Şunlar yeterli:

Türkiye değişmedi: Siz değişmediniz, değişmeyecek gibisiniz. Olaylara bakış açınız, gözünüzdeki gözlük hâlâ aynı. Madem hiçbir şey değişmedi, seçim sonucu nasıl değişecek bre gafiller!

Bir şeyin yokluğu elbette sıkıntıdır; ancak gerçekte var olmayan bir şeyi var sanmak daha büyük bir sıkıntıdır. Millet muhalefeti var sanıyor, derdine derman sanıyor, umutlanıyor, bel bağlıyor, oyunu da veriyor; ama sonuçta görüyor ki ortada bırakın Türkiye’ye sahip çıkmayı, seçim sandıklarına sahip çıkacak bir muhalefet bile yok.

Evet iktidar bizi yordu; ama inanın sizinle uğraşmak, en az onlar kadar yordu bizi. İnin bu milletin sırtından. Siyasetin önünü açın. “Biz gidersek Türkiye yıkılır.” masalını da bırakın artık. Genç ve dinamik kadrolarıyla; DAYANIŞMACI TOPLUMCU yönetim anlayışıyla ŞAHLANIŞ PARTİSİ bu memleketin dertlerini omuzlamaya hazırdır.

 

Şahlanış Partisi Kurucusu ve Hali Hazırda Yüksek İstişare Kurulu Başkanı

MEHMET MAHMUT YILDIZ

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb