Geçmiş dönemde SHP Beykoz İlçe Başkanlığı görevinde bulunarak SHP’nin Beykoz Belediyesi’ni kazanmasında önemli rol oynayan Hüseyin Ünal, CHP’den Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu açıkladı.Kavacık Atar Pastanesi’nde düzenlediği sabah kahvaltısında ilçe yerel basınına aday adayı olduğunu açıklayan CHP Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Hüseyin Ünal’a eşi Ayşe Demirkıran Ünal ve yeğeni Tutku Demirkıran Karık eşlik etti.
“Beykoz’da yerel seçimleri alacağımıza inanıyorum”
Basın mensuplarına kendini tanıtan Ünal şöyle konuştu; İlçemizde, İstanbul’a hatta Türkiye’ye örnek olacak bir çalışmanın gerçekleşmesinin nasıl olacağı konusunda, belki de çok yakın bir zamanda tekrar bir araya geldiğimiz de projeler bazında önünüze yazılı olarak koyacağımı bilmenizi istiyorum. Şimdi, şunu bu aşamada belirtmeliyim ki Beykoz Belediye Başkan Aday Adaylığımı, 10 gün önceki Yönetim Kurulu toplantısında İlçe Başkanı ve İlçe Yöneticileri huzurda açıkladım. Dünkü parti meclisi toplantısından çıkan sonuca göre de bu ayın 28’ine kadar başvuru sürecimi tamamlayacağım.
İkametim Karagözsırtı, Paşabahçeliyim. 1988-1991 yılları arasında SHP Beykoz İlçe Başkanlığı görevinde bulundum. O yılların güç koşullarında adayın dahi çıkarılamadığı bir dönemde SHP olarak Anavatan Partisi’nden yerel yönetimden iktidarlığı almıştık. Bugün benzer güçlükleri yaşıyor olmakla birlikte, özellikle kendim için mütevazi olamayacağım, birikimlerimiz itibariyle daha önce gerçekleştirdiğimiz çalışma modeline yakın ve bugünün koşullarına uygun çalışmayla birlikte Beykoz’da yerel seçimleri alacağımıza inanıyorum.“Adım ‘Efsane Başkan’a çıktı”
Özellikle aday adayı olarak daha önce ilçe başkanıyken gösterdiğim gibi, Beykoz uzun yıllar insanının mutluluğunu, refahını, yaşam düzeyinin yükseltilmesinin nasıl olacağını bizim yönetimimizde görmüş olacaklar. Bu aşamada Beykoz insanı bana göre mutsuz ve karamsar. Yerel yönetim diye bir kavramın ne demek olduğunu dahi bilmiyorlar. Belli imkânlar ölçüsünde kendilerine sunulan hizmetleri kabul ederek, kader anlamında sürdürüyor. Bence, beşikten mezara kadar insanların çok yönlü talep ve isteklerinin karşılanmasında görevlendirilmiş olan yerel yönetimin ve başkanının çok kuvvetli empatiler kurarak insanların mutluluklarını, mutsuzluklarını, ihtiyaçlarını tespit ederek, bir görevi yerine getirmesinin ötesinde mutlu bir kentin yaratılmasında kendilerini görevli sayıyor olmaları lazım. İlçe başkanlığım döneminde ben bunu yaptım ve adım ‘Efsane Başkan’a çıktı, o yüzden partimiz altın çağını yaşadı, Beykoz’da.
Siyasi faaliyetlerim sırasında yerel yönetimlerde iktidar olan bir ilçe başkanı olmanın yanı sıra merkezi hükümette de koalisyon ortağının ilçe başkanıyken, bütün imkânlara sahipken, bir tek lira için adımın konuşulduğunu duymamışsınızdır, duyamazsınız. Bu anlamda benim geçmişim geleceğimin teminatıdır. Ben siyaseti, yerel yöneticiliği bireysel olarak sınıf değiştirme aracı görmüyorum.“Basına çok büyük görevler düşüyor.”
Demokrasiyi hepimiz önemsiyoruz. Demokrasi kavramının yaşam bulmasındaki güçlenmesindeki en önemli koşul olarak da korku toplumu olmaktan insanların çıkarılmasını, toplumun taleplerini, haklarını ifade etmekte somut adımları atabilmesini sağlamayı çok önemsiyorum. Bunun için basına çok büyük bir görev düşüyor. Bunun yanı sıra demokratik kitle örgütleri ve mahallenin önderleri, partinin kadroları içinde, kendi aralarında örgütlenerek, kurumsal olarak yerel yönetimlere intikal ettirilmelerinde, sokağa çıkarak belki de protesto olan haklı taleplerinin önünü açmamız lazım. Böylece bizler göreve geldiğimiz taktirde sahada olup da göremediklerimizi, belki de esasa müessir çok önemli ayrıntıları bu sayede yakalayabilecek ve kalıcı çözümler üretebileceğiz.“Kaynakların kötü bir şekilde yönetildiğini düşünüyorum.”
Ben kişisel olarak yerel yönetimlerin verdikleri hizmetlerin üretim maliyetlerinin çok yüksek olduğunu bu da kaynakların gereksiz yere kötü bir şekilde yönetildiğini düşünüyorum. Barınma sorunu, eğitim, sağlık, ulaşım, otopark, imar sorunu, mülkiyet sorunu, işsizlik, yaşlılar için bakım evlerinin, çalışan anneler için kreşlerin oluşturulması, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, temizlik… Hatta hiç konuşulmayan iki şey var birincisi estetik. Biz Beykoz’da yaşıyorsak kent kültürünü de geliştirmek ve oturtmak durumundayız. Diğer bir hususta ikinci olarak Beykoz üniversite kenti oldu. İlçemizde 100 bine yakın öğrenci var. Bu öğrencilerimizin barınma sorunları nasıl hallediliyor. Bütün bunları sorun olarak görüp bunlarla ilgili uygulanabilir projeler oluşturmak zorundayız. Tüm bunları da yapabilmek içinde kaynak yaratmak zorundasın.
Konuşmasının sonunda ilçe yerel basınının kendisine yönelttiği soruları yanıtlayan Ünal, ilerleyen süreçte ekip arkadaşları ile birlikte yeniden ilçe yerel basını başta olmak üzere tüm ilçe dinamikleri ile bir araya gelerek proje bazlı açıklamalarda bulunacağını ve ekibini tanıtacağını söyledi.