AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Özkan Ayduğan, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in NOW TV’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe giren ve Beykoz’da 700 haneyi ilgilendiren mülkiyet probleminin çözümüne yönelik ifadeleri üzerine basın toplantısı düzenledi.
AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Özkan Ayduğan, kendisine AK Parti Beykoz Kadın Kolları Başkanı Gaye Zayıf ve Gençlik Kolları Başkanı Burak Karaçam’ında eşlik ettiği basın toplantısında, Beykoz halkının dönüşüm umutlarını çözümsüzlüğe mahkûm etmenin doğru olmadığını söyledi.
AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Özkan Ayduğan’ın konuya ilişkin basın mensuplarına yaptığı açıklamalar şu şekilde:
Beykoz’un mülkiyet meselesine dair kamuoyunda çıkan yanlı ve yanlış haberler ile CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in geçtiğimiz günlerde bir TV programında yapmış olduğu açıklamalara istinaden tarafımızca yanıt verme zorunluluğu doğmuştur.
AK Parti döneminden önce neredeyse Beykoz’un tamamında mülkiyet sorunu vardı. Neredeyse her 100 kişiden 87’sinin tapusu yoktu. Mülkiyet sorunu yaşanıyordu. AK Parti olarak 2004 yılında böyle bir Beykoz’u devraldık. Geçen 20 yıllık AK Parti dönemiyle Beykoz’un mülkiyet sorunu yüzde 95 oranında çözüldü.
AK Parti döneminde mülkiyet sorununu nasıl çözdük?
- 2B kanunu çıkarıldı,
- İBB ile takas yapılan alanlar kullanıcılarına verildi,
- Yapı kayıt belgesi ile doğrudan tapular verildi,
- Vakıf parselleri takas yoluyla tapuya dönüştürüldü,
- Hazine parsellerinin kullanıcılarına satışı ile Beykoz’un %95 mülkiyet sorunu çözüldü.
Son olarak, evi orman vasfını yitirmiş alanlarda kalan ve tapu alamayan hemşerilerimizin sorununa sıra geldi. 2018 yılında çıkarılan kanun maddesi ile ilk adım atıldı. Bu kanun ile 2018 yılından önce var olan yapılara tapu verilebilmesinin önü açılmış oldu.
Bu kapsamda, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından Haziran ayı içerisinde Beykoz’umuzun 10 mahallesinde mülkiyet sorununu çözecek önemli bir karara imza atıldı. Resmi Gazete ’de yayımlanan karar ile ilk etapta yaklaşık 700 binada tapu alma süreci başlatılmış oldu.
Bahse konu Ek 16’ya giren bu alanlar, orman vasfını yitirmiş, üzerinde yerleşim yeri olan ve ormana dönemeyecek yerlerdir. Kanunun işletilebilmesi için orman dışarısına çıkartılan bu yerlere karşılık 2 katı büyüklüğünde alan hazine tarafından ormana verilmek şartıyla orman sınırı dışına çıkartılmış yerlerdir. Bu alanların hiçbirisi fiilen hali hazırda orman değildir.
Bu kanun vatandaşlarımızın sorununu çözmekle beraber, orman varlığını azaltan değil büyüten bir uygulamadır.
2018 yılında çıkarılan Ek 16 kanunu ile tapu verilecek alanlarda üzerinde bina şartı aranmaktadır. Yani üzerinde bina olmayan hiçbir parsel Ek 16 ya konu olamaz. Söylendiği gibi fiili orman olan yerler bu kanun kapsamında yoktur.
Sizce, 30-40 yıldır kullanılan ve artık bir mahalle haline dönüşmüş, üzerinde onlarca binanın olduğu, aslında orman vasfını yitirmiş ancak orman sınırları içerisinde gözüken yerlerin kaderine terk edilmesi doğru mu?
Bu insanların dönüşüm umutlarını çözümsüzlüğe mahkûm etmek doğru mu?
Türkiye’de muhalefet her hayati konuyu siyasete malzeme ediyor diye sorununa çözüm bekleyen vatandaşımızın sorunlarına çözüm üretmeyecek miyiz?
Örnek Yenimahalle.
Şu an Yenimahalle’de yaklaşık 5 bin hemşerimiz bu uygulama ile tapu almayı bekliyor. Beykoz genelinde ise yaklaşık 15 bin hemşerimiz Ek 16 kapsamında tapusuna kavuşmayı bekliyor.
İşte, vatandaşımızın sorunlarıyla hemhal olan Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla Haziran ayında Resmi Gazete’de yayımlanan son kararname ile yaklaşık 700 bina da yaşayan 5 bin civarı vatandaşımızın tapu sorununu çözecek ilk adım atıldı.
Sayın Belediye Başkanı bu mahallerde seçim öncesi defaatle mülkiyet probleminin çözümüyle alakalı sözler vermesine rağmen TV programındaki açıklaması kamuoyunda soru işaretlerine neden olmuştur.
Bundan sonra yapılması gereken, arazi ölçümlerinin bir an önce yapılıp, kadastro ve tapu çalışmaların neticelendirilerek vatandaşlarımıza tapularının bir an önce verilmesi gerekmektedir.
Geçmişte Beykozlunun sorunlarını çözmeye yönelik atılan adımlara karşı CHP’nin tutumunu da hatırlatmakta fayda var.
- 2B kanunu çıkarıldı. CHP defalarca anayasa mahkemesine taşıdı,
- İmar Barışı çıkarılarak vatandaşa tapuları verildi. CHP, aynı şekilde anayasa mahkemesine taşıdı,
- Vatandaşa tapuları verilirken CHP milletvekilleri engellemeye çalıştı,
- Köylerdeki ETBAR çalışmaları CHP meclis üyelerince mahkemeye taşındı,
- Yapılan imar planları her seferinde CHP’nin arka bahçesi Mimarlar Odası tarafından mahkemeye taşındı.
- Tokatköy Kentsel Dönüşüm Projesi’ni engelleme çabaları ile CHP hep çözümün karşısında oldu. Bugün gelinen noktada halkımız Beykoz’da sorumluluğu CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’e vermiştir. Geçtiğimiz 4 ay içerisinde görülmektedir ki çözüm noktasına gelmiş ve Beykoz halkının beklediği konularda Sayın Belediye Başkanı çözüm üretmek yerine algı ve polemik üretmektedir.
Sayın Belediye Başkanının yapması gereken Cumhurbaşkanımızın imzasıyla ilk adım atılan yaklaşık 700 binanın tapularının verilme sürecine köstek olmak yerine destek olmasıdır. Konu, politik malzeme meselesi değil, binlerce Beykozlunun mülkiyet meselesidir.