Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 16.12.2024 141 Görüntüleme
Muharrem Kaynak

Muharrem Kaynak

DEVLET, MİLLİ GÜVENLİK, ANAYASA ve YASALARIMIZ

Devletler öncelikle vatandaşlarının güvenliklerini ve kendi Milli Güvenliklerini sağlamak amacı ile anayasa yaparlar. Anayasalarına uygun olarak da birçok yasa çıkartırlar. Bunun nedenini ve önemini Milli Güvenlik kavramın tanımını yaparak açıklayalım.

Milli Güvenlik: Devletin anayasal düzenini, milli varlığını, bütünlüğünü, milletler arası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik bütün çıkarlarının yanı sıra, uluslar arası antlaşmalarla kararlaştırılan haklarını, her türlü iç ve dış tehdide karşı korumak ve kollamak üzere gerçekleştirilen faaliyetlerin bütünüdür. Tüm bu faaliyetler, toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması ve tüm vatandaşların refah ve mutluluğunu sağlamaya yöneliktir.

Çeşitli anayasalar vardır; Yazılı, Yazısız, Çerçeve, Geleneksel, Yumuşak, Katı (Sert) ve Kazuistik olmak üzere yedi çeşit anayasa mevcuttur. Her devletin bir anayasası vardır.

Devletler hukuku bir devletin devlet olabilmesi için öncelikle şu Üç Ana Unsur’a sahip olması gerekir demektedir. Devletin; Vatan denilen bir (Ülkesi)Toprağı, Millet denilen bir Halk’ı ve Egemenliği’nin (Otoritesinin) var olması gerekir. Yine devletler hukuku bu Üç Ana Unsur’a ilaveten o devletin Bayrağı, Milli Marşı ve kendisine ait bir Para birimi ile Bando’su olmalıdır der.

Bu şartlara bir de o devletin bir Anayasasının olması da olmazsa olmaz bir şart olarak eklenmelidir. Bizi bir “Çadır Devleti” olmaktan kurtaran ve ayıran en önemli husus,  modern hukuka uygun olarak yapılmış bir Anayasa’ya sahip olmamızdır. Konunun daha iyi anlaşılması için, anayasaların yedi ayrı çeşidini de kısa örneklerle açıklayalım:

-Yazılı Anayasalar; yazılmış ve bir kitap haline getirilmiş, esasları maddeler halinde numaralandırılmış ve sıralanmış olan anayasalardır.

-Yazısız Anayasalar; bu anayasalara örnek olarak İngiltere anayasası gösterilmektedir. (İngiltere’nin yazılı bir anayasası yoktur.)

– Çerçeve Anayasalar; kolay değişen maddeleri içeren veya kolayca değiştirilebilen anayasalardır. (1921 anayasamız bir çerçeve anayasasıdır.) Kısa ve ayrıntı içermeyen anayasalara Çerçeve Anayasası denir.

– Geleneksel Anayasalar; yazılı olmayan (İngiltere anayasası gibi), teamülü veya sürekli uygulama sonucu ortaya çıkan anayasalardır. Bir devletin geleneksel bir anayasasının olması hiç yazılı belgesinin olmadığı anlamına da gelmez.

– Yumuşak Anayasalar; kısa ve çerçeve anayasası tarzında olan ve kolayca değiştirilebilen anayasalardır (1921 anayasamız yumuşak bir anayasadır.)

– Katı (Sert) Anayasalar; basit değiştirme kural ve kolaylıkları olmayan anayasalardır;

– Değiştirilemeyecek maddeler içermesi,

– Değiştirilmesi için nitelikli çoğunluk araması (3/5 ve 2/3 gibi),

– Halk Oylaması usulüne yer vermesi ve halk oyunu şart olarak öngörmesi,

– Belli bir dönem değiştirilemez maddeleri varsa veya bir değişim organının kararını gerektiriyorsa bu anayasalar Katı (Sert ) anayasalardır.

1982 anayasamız hem en kazuistik ve hem de katı bir anayasadır. Bizim; 1924, 1961 ve 1982 anayasalarımız katı anayasalardır. 1982 anayasamız daha da katıdır.

1982 anayasamızda madde değiştirmede 360 evet oyuna ihtiyaç vardır. Kabulü için 400 milletvekilinin imzasına ihtiyaç vardır. 400 oy sağlanamıyor ise halkoyuna sunulması gerekliliği vardır.

– Kazuistik Anayasalar; çok uzun ve çok ayrıntılı madde ve hükümler içeren anayasalardır.

Detaylı içeriğinden dolayı müdahaleci ve ağır bir anayasadır. Sert ve kuralcı yapısından dolayı eleştiriye açık değildir. (1982 anayasamız hem çok sert, hem de çok kazuistik bir anayasadır.)

Bizim Anayasalarımızın Kabulü veya Değiştirilmesi Halk Oylaması ile (Referandum ile) olmuştur. 61,82, 87, 88, 2007, 2010, 2017 tarihlerinde yapılan halk oylamalarının tamamı  (1988 hariç) hepsinde Evet oyu verilmiştir.1988 Halk oylamasında Yerel seçimlerin vaktinden önce yapılması isteniyordu, halkımız buna Hayır Oyu vermiştir.

– Asli Kurucu Güç: Anayasayı yapan veya değiştiren yani devletin Hukuki veya Siyasi kimliğini belirleyen güce Asli Kurucu Güç denir.

– Tali Kurucu Güç: Kurucu Güç’ün yaptığı mevcut anayasalarda bir takım değişiklikler yapıldığı durumlarda, yani kurumsal yapının (Meclisin veya varsa diğer yasama organ ve kurumlarının) yaptığı tarzlarda yapılan değişikliklerin gerçekleştirilmesi halinde “Tali Kurucu Güç” söz konusudur.

-Genel hukuk ilkelerine göre; kanunların Anayasanın açık hükümlerinden önce, hukukun bilinen ve bütün uygar memleketlerde kabul edilen Prensipleri’ne uygun olması şarttır. Bütün yasalar Anayasaya uygun olarak çıkartılır. Anayasamızın 88 inci maddesine göre; Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak TBMM’nin görev ve yetkilerindendir. Kanun Koyucu tabiri de TBMM’nin bu görev ve yetkilerinden gelir. Yasaların Anayasaya uygunluğunun denetimi Siyasal Denetim ve Yargısal Denetim denilen iki ayrı usulde yapılır.

 -Siyasal Denetimde; İlk durak Meclis başkanıdır, Sırası ile Yasama Komisyonları,

Meclis Genel Kurulu, Devlet Başkanı ve Yürürlüğe Giriş.

-Yargısal Denetim; Devlet Başkanı, Anayasa Mahkemesi ve Bireysel Başvurular ile yapılır.

AYM Genel Kurulu (Anayasa Mahkemesi), Kanunların, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin ve TBMM İç Tüzüğünün anayasaya Şekil ve Esas yönünden uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece Şekil bakımından inceler ve denetler.

Hukuk kuralları arasında belirli bir Hiyerarşi vardır. Bu sıranın alt basamağında olan bir Norm üst basamaktaki bir norma aykırı olamaz. Bu Norm ve Hiyerarşi sırası şöyledir: Anayasa – Kanun – Kanun Hükmünde Kararname – Tüzük- Yönetmelik – Yönerge/ Genelge ve Diğer Yazılı Talimatlardır.

1982 Anayasamızın Başlangıç bölümünde; Anayasamızın dayandığı Temel Görüş ve İlkeler belirlenmiştir. En önemlisi de bu bölümde, Vatandaşların Egemenlik Haklarının Anayasal Devlet Organlarına verdiği yetkilerin tanımlanmış olmasıdır.

Bunun yanında, Cumhuriyetin Temel Organlarını belirlemiş ve Kuvvetler Ayrılığı Prensibi ile hareket etme zorunluluğu getirmiştir. Yasama, Yürütme, Yargı organlarına verilen yetkiler de bu bölümde belirlenmiş ve görevleri tanımlanmıştır. Böylelikle bu Üç Erk (Organ) birbirlerinin görev ve yetki alanlarına müdahalede bulunamazlar denilmiştir.

Görülmektedir ki; devletimiz bir çadır devleti değildir. Bir Anayasamız vardır ve devletimiz Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk devletidir. Devletimizin; Vatan dediğimiz kutsal bir Toprağı, Türk Milleti dediğimiz bir Türk Halkı ve Egemenliğimiz vardır. Atatürk’ün dediği gibi Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Türk Milletinindir. Tunus, Irak, Libya, Mısır, Filistin ve son olarak da Suriye’yi gördük ve görüyoruz… Devrilen ve yok olup giden lider ve iktidarlar, bölünen ve parçalanan devletler var. Demek ki, bu devletler çadır devleti olmaktan kurtulamamışlardı…

“Vatan, Millet ve Egemenlik” Bu üç ana unsura ilaveten, uluslar arası hukukun istediği Ay Yıldızlı Al Bayrağımız, İstiklal Marşımız, Türk Lirası denen bir Para birimimiz ile her zaman törenlerimizi seremoni ile idare edebilecek Bandolarımız mevcuttur.

Devlet, Milli Güvenliğimizle birlikte bizim de güvenliğimizi sağlar. Hak ve Hukukumuzu da Bağımsız Mahkemelerde Yargıçlarımız korur ve bütün bu hak ve hukukumuz da anayasamız ile teminat altına alınmıştır. Bizler de vatandaş olarak bu cennet vatanımızın toprakları üzerinde huzur, güven ve mutluluk içerisinde hayatımızı idame ettiririz, ettirmeliyiz, devletimizden bunu bekleriz.

Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz; Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devletidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır.

M. Kemal Atatürk

Sağlık içerisinde nice güzel günler ve yıllar diliyorum. Yeni yılınız kutlu olsun.                                                                           

16 ARALIK 2024   Muharrem KAYNAK

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb