Ana Sayfa Yazarlar 22.03.2018 1662 Görüntüleme
Op. Dr. Mustafa TEKKEŞİN

Yrd. Doç. Dr. Mustafa TEKKEŞİN - Medistate Kavacık Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı - Beykoz Üniversitesi Öğretim Görevlisi

Çocuk Travmaları

Bahar mevsimini yaşadığımız şu günlerde havaların ısınmasıyla sokaktaki çocukların sayısının hızla arttığını görüyoruz. Hareketle beraber travma kaçınılmaz hale geliyor ve bizi endişelendiriyor. Çocuklarımızda meydana gelen travmalar sonucunda ebeveyn olarak bizlere düşen ilk görev müdahalelerimizi doğru yapmak ve sakatlık bırakmaması için gerekli tedbirleri almak olacaktır. Travma esnasında vücudumuzun çeşitli bölgelerine farklı enerjide kuvvetler çarparak o bölgedeki damar, sinir, kemik ve yumuşak doku yaralanmalarına sebep olur. O anda oluşan travma enerjisi dokudaki hasarı belirler. Yüksek enerjili bir yaralanmada birçok doku zarar görürken düşük enerjili bir travmada ise sadece yumuşak dokuda hasar meydana gelir. Oluşan hasara göre de bizim ilk anda yapacağımız müdahaleler önem arz eder. Açık yaralarda yaranın temizlenmesi ya da bir sağlık kuruluşuna ulaşıncaya kadar temiz kalmasını sağlayacak girişimler en önemlisidir. Açık yaralanmalarda o bölgenin temiz bir malzemeyle kapatılması, yara bölgesine baskı (tampon) oluşturulması, kanamalı bir ekleme turnike tatbik edilmesi ve en hızlı bir şekilde ilk yardım hizmeti alabileceğimiz bir sağlık kuruluşuna ulaştırılması en doğru yoldur. Bu konuda çoğu insan aynı refleksi gösterir. Fakat özellikle çocuklarda aktivitesini bozmayan kapalı yaralanmalarda aynı titizliği gösteremeyebiliriz. Dolayısıyla da en çok sorunları da bu konuda yaşarız. Kapalı yaralanmalarda alttaki hasarı tespit edecek tecrübemiz yoksa yapmamız gereken en basit yöntem hangi bölge ise o bölgenin fonksiyonunu yapıp yapmadığını bakmak olacaktır. Örneğin; el bileğine gelen bir yaralanmada el parmaklarının hareket edip etmemesi, istenilen hareketleri yapıp yapmaması, parmak uçlarındaki renk değişikliği, diğer eliyle mukayese edilmesi ve parmak uçlarını hissedip hissetmemesi hızlıca bakabileceğimiz en basit görsellerdir. Bunun yanı sıra hastanın ifadesi yine ön plana çıkmaktadır.

Çoğunlukla çocuklar kendisini ifade edemediği için bizim onları yönlendirmemiz ve anlamamız gerekir. El bileğinde kırığı olan bir çocuk iki gün sonra doktora başvurabilir. Eğer biz ona sadece ‘’ağrın var mı’’ diye sorarsak o korkuyla bizi yanıltabilir. Ama elini kullanmasını söylediğimizde elini kullanamadığını gördüğümüz zaman olay bizim için çok farklılaşır. Dolayısıyla ilk aşamada çocukların ifadelerinden ziyade fonksiyonlarını yapıp yapmadığını gözlemlemek en doğrusudur. Her zaman hekime ulaşamayabiliriz. O zaman da yapmamız gereken en basit yöntemler;

  • Travma bölgesine soğuk uygulamak,
  • Travma bölgesinin hareketini azaltmak,
  • Yumuşak bandajlar uygulayarak yaralanan bölgeyi tespit etmek,
  • Dolaşımı kontrol için diğer bölgeleriyle kıyas ederek renk değişikliğini izlemek,
  • Olabildiğince kalp seviyesinde tutarak yer çekimine bağlı kanamanın ve şişliğin artmasını engellemek,
  • Son olarak hızla ilk müdahalenin yapılacağı sağlık kurumuna ulaşmamız gerekmektedir.

Yetişkin insanlardan en önemli farkı, istenildiğinde çocukların fonksiyonlarını kontrol ettiğimizde hiçbir şeyi gizlememesi ve bize göstermesidir. Ve bu sayede çocukların travmalarına gecikmeden müdahale etme şansımız doğmaktadır.

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb