Avukat Erdal Demir: “Türkiye’de hukuk hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştır. Türkiye bugün büyük bir korku rejimi içinde.” dedi.
Avukat Erdal Demir, 5 Nisan Avukatlar Günü münasebetiyle düzenlenen törende açıklamalarda bulundu.
Beykoz Adliyesi önünde düzenlenen törene Cumhur Yıldız, Hikmet Baki ve Cahide Bozkurt gibi tanınmış avukatlar katıldı.
Avukat Erdal Demir şöyle konuştu: “Avukatlar olarak çok şanssızız. Çünkü 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de hukuk askıya akındı. 15 Temmuz Darbesi ülkede bir korku yaşattı ki, bu korku en tepeden itibaren toplumun her kesiminde hakim. Hakimler odalarında rahat oturamıyorlar, konuşamıyorlar, arkadaşlarıyla buluşamıyorlar. Avukatlar duruşmadan sonra hangi polis tarafından takip edildiğinin korkusunu yaşıyor.”
Erdal Demir sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye büyük bir korku iklimi içinde yaşıyor. Bu günler bize demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, kuvvetler ayrılığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğretti. Bazı hakimlere emir ve talimatlar veriliyor. Ticaret mahkemesi hakimi aranıyor. Komisyon Başkanı aracılığıyla Bakan Bey’in şu dosyada konkordato verilmemesini istediği söyleniyor. Türkiye’de hukuk hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştır. Türkiye bugün büyük bir korku rejimi içinde. Hangi partiden olduğumuz önemli değil, biz öncelikle hukukçuyuz. Bizim bu topluma sorumluluğumuz var.”
Demir, “Yakın zamanda bir seçim yaşadık. Seçimden sonra herkes konuşuyor. Hukukçular konuşmuyor. Hukukçuların bu konuya el atmaları lazım. 15 Temmuz dolayısıyla ülkeye yerleşen korku rejimi sayesinde bu seçimin sonuçlarının etkilenmesine karşı çıkmanız lazım.” dedi.
Yaptığı bir araştırmadan bahseden Demir şunları söyledi: “Bir araştırma yaptım. 2003 yılında o zamanki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Anayasa Mahkemesi Üyeliğine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok’u atamıştı. O zamanki iktidar AK Parti, buna şiddetle karşı çıktı. CHP delegesi olduğunu ve hakemlik sıfatı olmadığını söyledi. Özdemir Özok bir basın açıklaması yaparak AK Parti’nin itirazlarının doğru olduğunu ve CHP’den 1978 yılında aday adayı olduğunu söyledi. Şu anda da delege olduğunu belirtti ve hakemlik sıfatının olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı’na teşekkür edip, görevi iade etti. Sonuç olarak hukukçular hukuk içinde hareket etmeli. Yakın zamanda bir şey yaşadım. Geçenlerde sabah bir haber gördüm. Cumhurbaşkanımız kararnameyle Anayasa Mahkemesinde boşalan üyeliklere atama yapmış. Yıldız Sefer’in oğlunu atamış. Yıldız Sefer’in oğlu İstanbul AK Parti Milletvekili önceki Adalet Bakanı Yardımcısı. 2003’teki etiğe bakın. Bir de bugünkü davranışa bakın. Şimdi bu Anayasa Mahkemesinden hukuk beklenemez. Partili cumhurbaşkanının atadığı bir Anayasa Mahkemesi Üyesi ne kadar özgür, tarafsız olabileceğini bilemiyorum.”
Demir sözlerine şunları ekledi: “15 Temmuz’dan sonra Türkiye büyük bir korku iklimi yaşıyor. Bunu avukatlar olarak en çok biz yaşıyoruz. Özel yetkili mahkemelerde duruşmadan çıkınca polisler güvenliğimiz için bizi takip ediyorlar. Ancak duruşmadaki polisle aşağıdaki polis farklı olduğu için yanımdaki arkadaşımı avukat sanıp, onu takip ediyor. Bu özgür bir ortam değil. Bunun kimseye faydası yok. Türkiye’nin tekrar anayasal çizgiye dönmesi gerekiyor. Hukuk hepimiz için lazım. FETÖ’nün hakimleri Ergenekon soruşturmalarını yaparken, hukukun onlara da lazım olduğu söyleniyordu. Şu an onun bedelini ödüyorlar. Biz avukatlar olarak siyasetçi değiliz. Ben siyasette bulundum ama şu an siyasette değilim. Sadece avukatım. Siyasi partiler değişir ama biz mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz. Bu ülkede herkesin hukukunu savunmak avukatların görevi.”
Demir, “Biz Beykoz’daki avukatlar olarak mutluyuz ama ülkemizin bir an önce Özdemir Özok gibi etik kaygısı içinde olan aydın insanlarla daha ileriye gitmesini diliyorum. Muassır medeniyet seviyesi budur.” diyerek sözlerini tamamladı.
