Ana Sayfa Eğitim, Sür Manşet 19 Temmuz 2019 1482 Görüntüleme

Mimarlıkta dijital çağa dijital eğitim

Beykoz Üniversitesi bu yıl Digital Natives (Dijital Yerliler) olarak adlandırılan 2001 yılı doğumlular üniversite eğitimine başlıyor. Mimarlığın her geçen gün yeni boyutlar kazandığını, geleceğin mimarlarının karar vermesinde onları hızlandıracak, yaratıcılığını destekleyecek her türlü dijital aracın çok önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Tayibe Seyman Güray, "Dijital Yerliler'in sahip olduğu teknolojik avantajları güce dönüştürmek eğitimle mümkün" dedi.  

Beykoz Üniversitesi bu yıl Digital Natives (Dijital Yerliler) olarak adlandırılan 2001 yılı doğumlular üniversite eğitimine başlıyor. Mimarlığın her geçen gün yeni boyutlar kazandığını, geleceğin mimarlarının karar vermesinde onları hızlandıracak, yaratıcılığını destekleyecek her türlü dijital aracın çok önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Tayibe Seyman Güray, “Dijital Yerliler’in sahip olduğu teknolojik avantajları güce dönüştürmek eğitimle mümkün” dedi.  2000 yılından itibaren doğan nesil ‘Z nesli’ ya da ‘Digital Natives’ (Dijital Yerliler) olarak adlandırılıyor. Gözlerini dijital dünyaya açan 15 – 24 yaş arasındaki bu gençlerde, teknolojiyle iç içe büyümenin verdiği kendine has özellikleri var. Yapılan araştırmalarda daha hızlı düşünme, aynı anda birden çok iş yapabilme, paralel düşünebilme, özgürlüklerine düşkün olma gibi bir önceki nesilden farklılaşan ortak özellikleri bulunuyor. Örneğin internet onlar için eğlenceli bir şeyden çok daha ötesi, hayatlarının bir parçası artık. Bu yıl Dijital Yerliler’den 2001 yılı doğumluların üniversite eğitimine başlayacağını belirten Beykoz Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Tayibe Seyman Güray, “Bu neslin ebeveynleri Marc Persky’nin tanımıyla ‘Dijital Göçmenler’, 1985 öncesi doğan ve teknolojik gelişmelere adapte olmaya çalışan ama ister istemez sonradan öğrenmenin getirdiği aksanlı dile sahip” dedi.

Öğrenme yöntemleri farklı

Yapılan çalışmalarda Dijital Yerliler’in öğrenme, paylaşma, iletişim, alışveriş, sosyalleşme biçimlerindeki farklılıkların göze çarptığını söyleyen Güray, “Aslında birçok alanda bu neslin beklenti ve özelliklerine göre yeniden yapılanmalar oluşmaya başladı. Özellikle iş dünyasının ilgi odağında pazarlama teknikleri, iş yapış biçimleri ve ‘Bu neslin ilgisini nasıl çekeriz?’ üzerine yürütülen birçok çalışmadan bahsedebiliriz. Öğrenme yöntemleri de farklı. Yazıdan çok grafikle ilişkili olmaları, deneme – yanılma ile öğrenmeye yatkınlıkları, oyun tabanlı yaklaşımlarla öğrenmeyi tercih etmeleri çeşitli araştırmalarla belirlenmiş durumda” diye konuştu.Yaratıcılığı destekleyen dijital araçlar önemli

2000’li yıllarla birlikte teknolojik gelişmelerin evlerimizde, günlük hayatımızda etkisini giderek arttırdığını ve giderek yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu anlatan Güray, Mimarlık mesleğinin bu teknolojik gelişmeler içerisinde yaşadığı değişimi şu sözlerle anlattı: “Mimarlık her geçen gün yeni boyutlar kazanıyor. Endüstri 4.0 döneminde akıllı binalar, akıllı şehirler, nesnelerin interneti, enerji etkin tasarımlar, artırılmış gerçeklik uygulamaları hayatımızda giderek daha fazla yer alıyor. Mimarlığın en temel konusu bina tasarımı, çok parametresi olan bir bulmaca. En uygun tasarıma ulaşmak demek birçok kriteri analiz etmeyi ve uygun kararları vermeyi gerektiriyor. Mimarın kararlarını vermede onu hızlandıracak, yaratıcılığını destekleyecek her türlü dijital araç  önemli rol oynuyor.”

Dijital Yerliler’in yaratıcılığını artırmanın ve düşünme hızlarına hız katmanın eğitimlerinde dijital araçları verimli kullanmalarını sağlayarak olabileceğinin altını çizen Güray, “Kontrolsüz güç, güç değildir” yaklaşımından hareketle Dijital Yerliler’in sahip olduğu teknolojik avantajları güce dönüştürmenin eğitimle mümkün olduğunu söyledi. Önemli olanın dijital becerilerini çevre dostu nitelikli binalar ve konforlu yaşam alanları tasarlamak üzere akademik yönde kullanabilmelerini sağlamak olduğunu ifade eden Güray, “Akıllı şehirler, akıllı robot otomasyon sistemleri, kendi kendini inşa eden yapılar, üç boyutlu baskı yönteminin inşaat sektörüne girmesi vb. birçok gelişme mimarlık eğitiminin bu gelişmelere paralel yöntemleri ve araçları kullanmasını gerektiriyor. Artırılmış gerçeklik uygulamaları ile deprem simülasyonları yapılması veya sanal gerçeklik uygulamaları ile tasarım aşamasında bina içinde gezmeye olanak sunan sistemler mimarlık eğitiminde de yerini almalı ki günümüz dünyasının ve sektörün ihtiyaçlarına cevap olabilen mimarlar yetişebilsin” dedi.

Proje yaparak öğreniyorlar

Beykoz Üniversitesi Mimarlık Programı’nın Dijital Yerliler’in ihtiyaçlarını karşılayacak bileşenler içerecek şekilde tasarlandığını da anlatan Güray, şu bilgileri verdi: “Daha birinci sınıftan Bilgi Teknolojileri, Endüstri 4.0 dersi gibi yetkinlik derslerinin yanı sıra Dijital Medya dersi var. Dersler, proje tabanlı eğitim modeline göre veriliyor. Öğrenci birçok derste proje yapıyor, yaparak öğreniyor. Yalnızca geleneksel proje tasarım derslerinde değil, yapı dersleri gibi derslerde de proje bazlı eğitim anlayışı sunuluyor. Proje tabanlı öğrenme modeli ve dijital araçların kullanımı Beykoz Üniversitesi Mimarlık Programı’nı Dijital Yerliler’in aradığı özelliklere sahip kılıyor.”

 

 

Yorumlar

İlginizi çekebilir

Şehide vefa gecesi düzenlendi

Şehide vefa gecesi düzenlendi

Tema Tasarım | AnatoliaWeb