Şahlanış Hareketi Başkanlık Kurulu adına bir basın açıklaması yayınlayan Genel Başkan Mehmet Mahmut Yıldız, Şahlanış Hareketi olarak partileşmenin ilk adımlarını atmaya karar verdiklerini açıkladı.
Yıldız basın açıklamasında “Memleketin dört yanından çare arayan eller bize uzanıyor. “Bunca yıl düşünce olarak varsınız; ancak bu yetmez. Artık parti olarak da var olmalısınız.” diyor, bizi sorumluluk almaya çağırıyorlar. Bu çağrılar kulak arkası edilemeyecek kadar çoğaldı. Bu yüzden Şahlanış Hareketi olarak partileşmenin ilk adımlarını atmaya karar vermiş bulunuyoruz. Programımız, çalışma esaslarımız hazır. Pek çok ilde, ilçede kadromuzda yer almak isteyenlerle irtibat halindeyiz. Gelecekte bünyemizde görev ve sorumluluk almak isteyen gönül erlerini, aramıza katılmaya ve bizimle kol kola girmeye çağırıyorum. Gücünüz gücümüzdür. Şeffaflık hesap verebilirlik, meşveret ve liyakat temel prensiplerimizdir. Siyaseti asla zenginlik ve nüfuz aracı olarak kullanmayacak, kullananlara izin vermeyeceğiz.” Diyerek Şahlanış Hareketi bünyesinde görev ve sorumluluk almak isteyenlere çağrıda bulundu.
Şahlanış Hareketi Genel Başkan Mehmet Mahmut Yıldız, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
ŞAHLANIŞ HAREKETİ DİYOR Kİ;
Dünyada dört mevsimi aynı anda yaşayabileceğimiz, toprağı bereketli, üç tarafı denizle çevrili, nüfusu genç bir ülkenin vatandaşlarıyız. Bu nedenlerle en şanslı ülkelerden biridir Türkiye. Peki, bu ülkenin vatandaşları kendilerini çok şanslı hissedebiliyorlar mı? Maalesef hayır. Bir avuç tuzu kurunun dışında hemen herkes borç sarmalında, işsizlik diz boyu. Kalemi elinde tutanlar kafalarına göre enflasyon, işsizlik rakamları açıklasalar da açıklamalarına kendileri de inanmıyor.
Türkiye kötü yönetiliyor da demiyorum, yönetilemiyor. Zaten olumsuz şartlarda debelenirken Corona salgınıyla işler iyice sarpa sardı. Destek paketlerine bakıyoruz. Borç öteleme, faizi düşürüp vade uzatarak vatandaşı yıllarca sürecek bir borç sarmalına sokma. Kredi kartlarında taksit artırma. Yaklaşık bir milyon kişi son üç ay içinde ilk kez kredi kullanmış. İşgücüne katılım oranı % 50’nin altında. Yüz binlerce işyeri kapalı, çalışanlar evde işsiz bekliyor; ama mucizeye bakın ki işsizlik azalıyor.
İktidar cilala parlat yöntemiyle vatandaşı kandıramayınca baskıyı artırıyor. Suçluyu salıyor, yerine onun suçunu ortaya çıkaranı koyuyor. Eleştiren herkes terörist, vatan haini. Partili cumhurbaşkanı halkın tamamının cumhurbaşkanı olamıyor. Yapısı buna müsait değil. Kürsüde birlik beraberlik nutukları atsa da ayrımcılıktan beslendiği için toplumu birleştirmek gibi bir gayesi yok.
İktidar böyle de muhalefet nerde? Ya iktidarın kuyruğuyla oynuyor, ya kendi kuyruğuyla. Hareket var da bereket yok. ANA muhalefet lideri, CHP’yi muhafazakâr seçmenle barıştırma çabasında. İki adım ilerliyor, tepeden inme mebus yaptığı bir Hukukçu Prof. kalkıyor, hangi akla hizmetse” Ayasofya müze olarak kalmalıdır; hatta gerekirse Sultanahmet de müze yapılmalıdır.” deyiveriyor. Al sana birileri için en az 50 yıl daha çiğnenecek sakız.
Türkiye kötü yönetiliyor, hatta yönetilemiyor dedim; ama garip olan memlekette iktidar boşluğu yok. Muhalefet boşluğu var. Muhalefet iktidarın uygulamalarını kötülüyor. Haklı da; ama kendi ne yapacak, nasıl yapacak, sorusunun cevabı boşlukta kalıyor.
Memleketin en önemli meselesi, çare diye yutturulan başkanlık sistemi, tek adam rejimi. Memleket frensiz bir kamyon gibi, deposunda mazot olmadan yokuş aşağı gidiyor. Şoförse herkese makas atma peşinde. Bu memleket acilen kuvvetler ayrılığına dayalı, güçlü ve iki kademeli parlamenter sisteme geçmeli. Bunun için parlamento zemininde bir ortak akıl devreye sokulmalı.
Mecliste var olan partiler, umudu bilahare var olmak kavgası veren DEVA ve GELECEK partilerinde arıyor. İktidarın günahına yıllarca ortak olmuş kişilerden medet ummak acı bir tezat da olsa kaçınılmaz gerçek.
Türkiye’nin merkezi temsil eden, topluma saygılı, onu bölmeyecek, devlet malına saygılı, emanete hıyanet etmeyecek kadrolara ihtiyacı var. Kâğıtta adları yazılı; ama toplumda karşılığı olmayan 80 kadar parti var memlekette. 2011’den beri onlarca kez görüştük, ortak bir çalışma zemini aradık bu oluşumlarla. Birleşme umudu göremedik. BİZ olmak çabası, BEN’lere toslayıp geri düştü.
Memleketin dört yanından çare arayan eller bize uzanıyor. “Bunca yıl düşünce olarak varsınız; ancak bu yetmez. Artık parti olarak da var olmalısınız.” diyor, bizi sorumluluk almaya çağırıyorlar. Bu çağrılar kulak arkası edilemeyecek kadar çoğaldı. Bu yüzden Şahlanış Hareketi olarak partileşmenin ilk adımlarını atmaya karar vermiş bulunuyoruz. Programımız, çalışma esaslarımız hazır. Pek çok ilde, ilçede kadromuzda yer almak isteyenlerle irtibat halindeyiz. Gelecekte bünyemizde görev ve sorumluluk almak isteyen gönül erlerini, aramıza katılmaya ve bizimle kol kola girmeye çağırıyorum. Gücünüz gücümüzdür. Şeffaflık hesap verebilirlik, meşveret ve liyakat temel prensiplerimizdir. Siyaseti asla zenginlik ve nüfuz aracı olarak kullanmayacak, kullananlara izin vermeyeceğiz.
Bizim için hiçbir vatandaşımızın etnik kökeni, inancı asla bir övgü ya da yergi nedeni olamaz. Biz vatandaşın ne olduğuyla ilgili değiliz. Kim olduğuyla ilgiliyiz. Ölçümüz hizmettir, görevini hakkıyla yapmaktır. Unvanın, makamın değil, hizmetin büyüttüğü mütevazı insanlar makbulümüzdür.
Bu prensipler çerçevesinde memleketimizin yarınlarında söz sahibi olmak isteyecek, elini taşın altına sokmaktan kaçınmayacak, çıkar değil de gönül birliği içinde bizimle birlikte yürüyecek herkese kapımız açıktır. Gayret bizden, destek sizden, takdir Allah’tandır.
Allah yâr ve yardımcımız olsun. EN KALBİ SAYGILARIMLA 15 Haziran 2020
ŞAHLANIŞ HAREKETİ BAŞKANLIK KURULU ADINA GENEL BAŞKAN MEHMET MAHMUT YILDIZ