DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
40 YIL SONRASINDAN 12 EYLÜL 1980’E BAKIŞ
12 Eylül 1980 darbesine doğru giden yolun yolcularından biri, o yolda dökülen kanların, giden canların tanıklarındanım. Şimdi bulunduğum noktadan topluma yaşatılanları gözümün önüne getirdiğimde, güzel şeyler düşünmek gelmiyor içimden.
***
Öncelikle 12 Eylül Darbesinin asıl failleri, daha doğrusu emir kulları olan “ABD’nin Bizim Çocuklar” diye bağrına bastığı cuntacıları lanetlemem gerekiyor.
Ama cumhurbaşkanı seçiminde altı ay uzlaşamayan, köprüde karşılaşan iki inatçı keçi örneği tavırlarıyla cuntaya giden yollara taş döşeyen siyaset kurumunun da vicdanlarda yargılanması gerekir bugün.
Yargılanması gereken bir diğer kurum ise bu ülkenin siyasi tarihinde egemenlerin önünde eğilme, yanağını okşatma noktasında gayetle uyumlu(!) olan ve yağ stokları hiç bitmeyen hatta o günden bugüne giderek artan medya kurumudur. O günün paşa sevdalısı postal yalayıcısı gazetecilerini, onların yağ damlayan manşetlerini dünmüş gibi hatırlarım.
Ve bugünün gazetecilerinin, sadece postalı noksan, haki giysili olmayan darbecilere karşı sergilediği esas duruşu ve o günleri aratan manşetlerini gördükçe ülkemin medyası adına eskisinden çok utanırım.
***
12 Eylül’e şimdi bakınca onun gerçek planlayıcısının uluslararası sermayenin isteği doğrultusunda ABD olduğunu ve darbenin Türkiye’deki ekonomik, dolayısıyla asıl liderinin de Turgut Özal olduğunu görmemek için kör olmak gerek.
12 Eylül, Türkiye’yi üreten bir ülke olmaktan çıkarıp uluslararası sermayenin çiftliği haline dönüştüren 24 Ocak Kararlarının uygulanması için zorunluydu.
12 Eylül olmasaydı o dönemin bilinçli öğrenci ve işçi çoğunluğu, bu sömürgeci, emek, emekçi düşmanı, üretim düşmanı kararların uygulanmasına imkân vermezdi.
Ve yine rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki Özal geleneğini devam ettiren günümüz iktidar sahipleri de bizzat 12 Eylül’ün ve benzer hukuk dışı müdahalelerin ve ABD’nin cici çocuklarıdır. Birilerinin 12 Eylül yıldönümlerinde darbe aleyhtarı nutuk atmaları da bu gerçeği değiştirmez.
Paşaların demokrasiye attığı en büyük kazıklar olan Seçim, Yasası, Siyasi Partiler Yasası, YÖK Yasası’nı bunca yıl sonrasında bile gözleri gibi koruyan ve kullananlar, kendileri inkar etseler de Kenan Evren Paşa’nın uzantılarıdırlar.
***
Gerek 12 Eylül’ün, gerek maruz kaldığımız ondan önceki sonraki darbelerin DARBEMSİLERİN gerçek nedeni ekonomiktir.
Destekçileri ve plancıları dışarıdadır. Darbelerden sonra izlenen ekonomik politikalar bunu doğrular niteliktedir.
Darbede hiç darbe görmeyen, gerçekte özenle korunup kollanan ve günümüze hazırlanan; ama durmadan mağdur rolü oynayan bugünün ağlak iktidar mensuplarının ABD sevdaları ve ABD’nin en sevgili kullarından olmaları asla tesadüf değildir.
Bu gerçekleri göremeyenlerin başları hiçbir zaman askeri-sivil darbelerden, gizli-açık belalardan asla kurtulmayacaktır.
12 Eylül 2020
Yorumlar
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da ağaç devrildi… İnsanlar felaketten kurtuldu
-
Beykoz’da kış tedbirleri masaya yatırıldı
-
Beykoz Kaymakamı Galatasaray Başkanını kabul etti
-
İHH Beykoz Temsilcisinden Başkan Köseler’e destek ziyareti
-
Beykoz’un Ayna Derneği’ne en iyi çıkış yapan ödülü
-
Beykoz Adliyesi’nde yeni tayin ve terfiler
-
A.HİSARI KARTAL DEPLASMANINDAN MUTLU DÖNDÜ 3-1
-
A.HİSARI İDMANYURDUSPOR’DAN UYARI VAR
-
KAVACIKSPOR CENKER VE BURAK İLE 3 PUANI KAPTI 2-0
-
AKOM’dan Beykoz’a aşırı lodos ve sağanak uyarısı
-
Beykoz Anadolu Isparta maçı canlı yayınlanacak
-
Beykoz Belediye Başkanı’na destek ziyaretleri sürüyor