DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
KARPUZUN FİYATINA BAK , HAYAT PAHALILIĞI’NI ANLARSIN
İnsan geçmişi bilirse, şimdiki durumu daha iyi anlıyor ve kıyaslayıp değerlendirebiliyor.Çok değil daha geçen sene yaz mevsiminde, en çok tükettiğimiz bir meyve olan karpuzun fiyatı bile almış başını gitmiş. Oysa karpuzun kilosu bir lira veya yüz elli kuruş olurdu, evimize beş kiloluk bir karpuz alırdık, ailecek karpuza doyardık. Bir iki hafta sonra hala ucuzlamadı mı diye alışveriş yaptığımız satıcılara sitem ederdik.
Güzel yurdumuzun verimli topraklarında hala karpuz yetiştiriliyor buna rağmen kilosu on liradan aşağı bir türlü düşmedi, yeni yeni beş liraya indi ama fiyatı geçen yılın üç veya dört katı falan, hayatın pahalandığını yediğimiz veya yiyemediğimiz karpuzdan anlıyoruz.
Zaten vatandaşlarımız şeker bulamıyor, bulsa da alamıyor, yaz gününde şeker ve su ihtiyacını gidermek için karpuz ve üzümden istifade etmek istiyor, gel gör ki ona bile ulaşılmıyor. Benim güzel yurdum, benim güzel köyüm ve güzel köylüm; tarla senin, toprak senin, tohum senin, güç senin, kuvvet senin, emek senin, üret üretebildiğin kadar üret, bu millet tüketir, sen yeter ki ek, yetiştir ve bize sat, bizde bol bol senin ürünlerini yiyelim.
Ne oldu, sana köy yerine mahalle mi dediler, yan gelip yatmıyorsun görüyoruz ama, tarlalar ömür boyu nadasa mı bırakıldı. Sen tarlanı süremiyorsun, karpuz dahil hiç bir mahsulü ekip, çapalayamıyorsun, olgunlaşınca toplayıp pazara getiremiyorsun. Ama arada başka kazananlar var, onlar senin mahsulün üzerine öyle bir fiyat farkı koyuyorlar ki her şey ateş pahası oluyor.
Artık sen de akıllandın ; Atatürk ne demişti “köylü milletin efendisidir” baktın ki efendi olamıyorsun, bari köylü değil mahalleli ol da her şey ayağına gelsin.Tarlada, dağda, bayırda, bağda ve bahçede çalışmaya gerek kalmadı, artık senin köyüne de seyyar satıcılar geliyor ve her istediğin sebze ve meyveyi getiriyorlar (ama çok pahalı) hatta senin köyünde bile her hafta pazar kuruluyor. Devlet sana kredi de vermiyor, gübre çok pahalı, traktörün mazotu hayli hayli pahalı, işçi ve amele ücretleri ve yevmiyeleri de çok arttı, …. sen de haklısın.
Bizim oralarda bu günlerde, domatesin kilosu bir veya bir buçuk lira olurdu, şimdi on lira – on beş lira, yani onun fiyatı da on kat artmış, acaba ücret ve maaşlarımız da bir yılda on kat arttı mı? Hayat çok pahalı, bunu yapan enflasyon canavarı… veya dış güçler, onların hepsi bizi kıskanıyorlar.
**İçinde yer aldığım bir anekdot; yıl 1960 aylardan Temmuz, henüz on bir yaşımdayım, Kayalar’dan Ilıca’ya babamın sağdıcı Mehmet Çakal amcanın tarlasına öküz arabası ile gidip karpuz getireceğiz. Ilıca bize dokuz kilometre mesafede, babam demirci ustası olduğu için biz çiftçilik yapmıyoruz ve öküz arabamız yok, babamın arkadaşı Öksüzler’in Yusuf’dan “Yusuf Kocaoğlan’dan” öküzleri ile birlikte arabayı ödünç aldık, kanat / kapak takımlarını taktık, karpuz taşıyacağımız için dört tarafı kapalı kamyon kasası gibi oldu. Eski yoldan; Karşıyaka – Mezarlık – Tosyalı köprüsü – Kocamezarlık – Akçakayrak yolu ile sabah erkenden amcamın tarlasına vardık.Gidiş ve gelişte, öküz arabasını zaman zaman ben çektim ve örendere ile haydadım.Varır varmaz arabayı karpuz ile doldurduk. Amcam ne zaman ve ne kadar isterseniz gelin alın, tarla sizindir, toplayın, götürün dediği için seçmece yaparak topladık .Sabah ayazında birkaç tane karpuz kesip aç karına ayak üstü zevkle yediğimizi unutamam. Sıcağa kalmadan tarladan çıktık, yola koyulduk, gelir gelmez karpuzları kilere koyduk. Ailemiz o tarihlerde beş çocuklu idi, iki kardeşim Selim ve Fahrettin henüz doğmamıştı ama biz de herkes gibi yazın çok karpuz tüketirdik.
**Kayalar’da bizim de karpuzumuz olurdu ama her sene değil, ortakçımızın ekip biçtiği tarla iki yılda bir nadasa bırakılır veya buğday ekilirdi, diğer yıllar kendi kavun, karpuz ve mısırımızı tüketirdik. Bol ve bereketli yıllardı o yıllar, şimdi de öyle, biz yine yolumuzun üzerinde olduğu için Ilıca’dan, Kurtdere, Şamlı ve İbirler’den geçerken karpuz alıyoruz, yada aynı köylerin karpuzunu kamyon ve traktörler ile Kayalar köyüne getiren satıcılardan alıyoruz. Bu yıl hiç almak kısmet olmadı, kaç paraya satıldığını da bilemiyorum ama büyükşehir fiyatından biraz daha ucuzdur diye düşünüyorum.
Bizim oralarda, karpuz ile domatesin fiyatı “önceki yıllar için söylüyorum” at başı beraber giderdi, ama bu yıl bu fiyatlar uçarak yükseldi, hayat çok pahalandı, bir önceki yılın fiyatları en az beş, on kat arttı.
Önümüzdeki ekim ayından veya 2023 yılının şubat, mart ayından sonra hayat pahalılığı düşecek diyorlar, bize inşallah demekten başka bir söz hakkı kalmıyor. Maalesef olmayacak duaya da amin diyemiyoruz. Zaten o zaman, tarlada ne kavun, ne karpuz, ne de bahçelerde domates, biber falan kalmayacak.
Bol ve bereketli, bütçelerimize uygun ve hatta çok ucuz fiyatlarla; kavun , karpuz, domates ve biber yiyebileceğimiz yıllar diliyorum.
12 AĞUSTOS 2022
Muharrem KAYNAK
Yorumlar
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da ağaç devrildi… İnsanlar felaketten kurtuldu
-
Beykoz’da kış tedbirleri masaya yatırıldı
-
Beykoz Kaymakamı Galatasaray Başkanını kabul etti
-
İHH Beykoz Temsilcisinden Başkan Köseler’e destek ziyareti
-
Beykoz’un Ayna Derneği’ne en iyi çıkış yapan ödülü
-
Beykoz Adliyesi’nde yeni tayin ve terfiler
-
A.HİSARI KARTAL DEPLASMANINDAN MUTLU DÖNDÜ 3-1
-
A.HİSARI İDMANYURDUSPOR’DAN UYARI VAR
-
KAVACIKSPOR CENKER VE BURAK İLE 3 PUANI KAPTI 2-0
-
AKOM’dan Beykoz’a aşırı lodos ve sağanak uyarısı
-
Beykoz Anadolu Isparta maçı canlı yayınlanacak
-
Beykoz Belediye Başkanı’na destek ziyaretleri sürüyor