Ahmet Mithat Efendi İlkokulu velileri, okullarına geri dönmek için İshakağa Ortaokulu’nun karşısında Yalıköy Sahilinde basın açıklaması yaptı.

Yaptıkları basın açıklamasında;  kendilerine  “2017-2018 eğitim öğretim yılında, okulun bahçe düzenlemesi yapılacağı sebebiyle İshakağa Ortaokulu ve İshakağa İmam Hatip Ortaokulu olarak kullanılan binaya 1 ay süreyle geçmeleri gerektiği bilgisi geldiğini,  ancak çocuklarının hala kendi okullarının sınıf ve sıralarından uzakta derme çatma prefabrik binalarda başka okullara sıkıştırılarak göçebe bir eğitim gördüklerini açıkladılar.

Basın açıklamasını yapan, Ahmet Mithat Efendi İlkokulu eski Okul Aile Birliği Başkanı Özlem Habiboğlu şunları söyledi:

Ahmet Mithat Efendi İlkokulu, 1932 yılından bu yana eğitim öğretim yapılan tarihi bir binadır. Türkiye’nin sayılı sanatçılarının, yazarlarının ve bilim insanlarının yetiştiği kuşaklar boyu eğitime ev sahipliği yapan bu okul İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 24 Temmuz 2013 tarihi itibariyle restorasyon çalışmasına alındı. Bu tarihten bu yana o okulun adıyla eğitim hayatına adım atan çocuklar okulun tarihi dokusundan, kendi okullarının sınıf ve sıralarından uzakta derme çatma prefabrik binalarda başka okullara sıkıştırılarak göçebe bir eğitim görmekteler.

2013-2014 eğitim öğretim yılı bahar döneminde çocuklar okullarına geçebileceği vaadine rağmen restorasyonda bir adım ilerleme kaydedilmemişti. O dönem Ahmet Mithat Efendi İlkokulu öğrencileri geçici süreyle Barbaros Hayrettin Paşa Su Ürünleri Meslek Lisesi’ne ait prefabrik atölye binasına taşınmış, her gün taşan lağım kokusundan geçilmeyen binada çocuklar eğitim görmek zorunda bırakılmıştı. Bu sebebiyle  “okul içinde okul olmaz” diyerek binlerce imza toplanmış 26 Aralık 2014 tarihinde veliler Beykoz İlçe Milli Eğitim’e yürümüştü.

2014 yılında başlayan mücadele sonucu öğrenciler 2017 Ocak Ayında kendi okuluna geçebilmiş ancak yalnızca 2016-2017 eğitim öğretim yılı sonu Haziran ayına kadar eğitim görebilmişlerdir.

2017-2018 eğitim öğretim yılında, okulun bahçe düzenlemesi yapılacağı sebebiyle İshakağa Ortaokulu ve İshakağa İmam Hatip Ortaokulu olarak kullanılan binaya 1 ay süreyle geçmeleri gerektiği bilgisi geldi. Bu sebeple şu sorunlar yaşanmaya başlandı.

1. Çocuklar akşam karanlığında okuldan çıkmak durumunda kalmış, bu sebeple eğitim hayatları büyük derecede etkilenmiştir. Hafta içi en erken 19.00’da evde olan bir ilkokul öğrencisinin ödevlerini yapacak sınavına çalışacak bir zamanı kalmamıştır. Ayrıca pedagojik gelişimleri açısından önemli hiçbir etkinlik ve faaliyete katılabilecek zamanları kalmamıştır.

2. İlkokul öğrencilerinin çıkış saatinin çok geç olması ve okulun işlek bir caddenin üzerinde olması göz önünde bulundurulduğunda güvenlik zafiyetlerine elverişli bir durum ortaya çıkmıştır.

Taahhüt edilen bir aylık süre içerisinde veliler kendi yöntemleriyle bu sorunları bertaraf etmeye çalışmıştır.

Fakat söz verilen bir aylık sürenin üzerinden bir buçuk ay geçmesine rağmen hala bahçe düzenlemesi bitmemiştir. Bahçe düzenlemesi için uygun görülen taşların yapımı zor olması, hemen ulaşmaması, okulun demirlerinin saray demirleri olması gerektiği sebebiyle bu demirlerin yapımı için uzun süre harcanması tadilat süresinin uzamasına neden olmuştur. Ve şuanda da ne zaman biteceği konusunda belirsizlik yaratmaktadır.

Ahmet Mithat Efendi İlkokulu idaresi okula giriş çıkış saatlerinin yarattığı sorunları azaltacağı düşüncesiyle çocukların teneffüs saatlerini 10 dakikadan 5 dakikaya indirmiş velilerin bir hafta daha sabretmesi gerektiğini söylemiştir.

Veliler olarak diyoruz ki;

* Çocuklarımızın kendi okullarının bahçesinden, sınıf ve sıralarından uzak göçebe bir eğitim görmek zorunda bırakılması nitelikli bir eğitim açısından artık tahammül edemeyeceğimiz bir durumdur.

* Zaten yeterli olmayan teneffüs süresinin 10 dakikadan 5 dakikaya indirilmesi yine nitelikli eğitim açısından asla kabul etmeyeceğimiz bir başka sorundur. Hangi ara 6 ila 9 yaş aralığındaki bir çocuk kişisel ihtiyaçlarını giderecek ve bir sonraki derse dinlenmiş olarak girecek.

* Sabah 08.00’da eğitim faaliyetlerinin başladığı bir binada akşam 18.30’a neredeyse aralıksız eğitim öğretim devam etmektedir. Bu durum binlerce öğrencinin bulunduğu binada hijyen problemleri de doğurmaktadır. Mevsim koşulları ve ilkokul çağındaki bu çocukların dinlemeye vaktinin kalmaması göz önünde bulundurulduğunda sağlık açısından problemler yaşanmasına sebep olmaktır.

*Elbette ki tarihi olan okulumuzun dokusuna uygun restorasyon yapılması bizim de desteklediğimiz bir şeydir. Fakat 4 yıldır tamamlanamayan restorasyon yeterince mağduriyet yaratmıştır. Okulun bahçesi Anıtlar Kurulu’na bağlı değildir. Bahçe düzenlemesi için başlatılan tadilat süresinin bu kadar uzatılmasının keyfi olduğunu düşünüyoruz ve buna sebep olan herkesin hesap vermesini yetkili makamlardan talep ediyoruz.

Bize sabretmemiz gerektiğini söylemeyin çünkü 2013 yılından beri okulumuz için mücadele ediyoruz ve artık derhal okulumuza geçmek istiyoruz.

Habiboğlu’nun yaptığı basın açıklamasının ardından, Eğitim-SEN 2 Nolu Şube Başkanı Kazım Yılancı şöyle konuştu:

“Bu öğrencilerimizin, bu velilerimizin haklı mücadelesini saygıyla selamlıyor, ‘tahammülümüz kalmadı, okulumuzu geri istiyoruz talebinize’ olunca gücümüzle destek vermeyi taahhüt ediyoruz.

Eğitim, hepimizin ihtiyacı. Çünkü eğitim bir ülkenin geleceğini temsil ediyor. Eğitimin niteliği, ülkeyi yönetecek insanların niteliğiyle ölçülüyor. Ancak bugün, var olan durum bizi şaşkına çeviriyor. 21. yüzyılda istenildiği takdirde bir-iki senede devasa binaların yapılabildiği bir çağda, bu teknolojiye sahip olduğumuz bir durumda, 5 senedir bitmeyen okul tadilatları, olsa olsa iş bilmezliğin, liyakatin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olabilir. İş bilmeyen kadrolarla doldurulan koltuklar, sizlerin ve bizlerin bu sorunları yaşamımıza yol açıyor. Bu soğukta bu öğrencilerimiz bu çocuklarımız haklarını arıyor. Sizler ne değerli velilersiniz ki, çocuklarınıza hak alma mücadelesini aşılamış onların okullarına, ülkelerine sahip çıkmasını salık vermiş ellerinden tutarak buraya gelmişsiniz.”

Değerli veliler, eğitim bir ülkenin geleceğidir dedik. Bu mücadelenizden asla vazgeçmeyin. Çünkü üstünde oturduğunuz, çocuklarınızın sıralarında oturduğu o okul onlarca değerli insanı yetiştirmiş bir eğitim yuvasıdır. Beykoz’un en köklü en eski okullarından birisidir.  Dolayısıyla bu kadar köklü bir eğitim kurumunun şu veya bu sebeple başka bir şekle dönüştürülmesine izin vermeyelim. Ülkemizin, geleceği için gençlerimizi, öğrencilerimizi yarının büyüklerini yetiştirmesi için olağanca çabamızı gösterelim. Bugün, bu inandırıcı olmayan sebeplere tepki gösterdiğiniz için hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum teşekkür ediyorum.”