2012 yılında başlayan bahar mı yoksa güz mü olduğu konusunda henüz netlik bulunmayan: ancak Arap Baharı diye adlandırılan olaylar ve bunların Suriye’deki yansımaları Esat’ın devrilip ülkesini terk etmesiyle yeni bir safhaya girdi. Demokrasi diye bir derdi olmayan güya seçimlerle 36 yıl boyunca koltuğunu muhafaza etmeyi başaran BAAS Partisi’nin son liderinin ardından gözyaşı dökenlerden değiliz elbet, ancak Esat gitti diye göbek atanlardan da olmadığımızı söylemek zorundayım.

Cumhurbaşkanımız ve onun yakın çevresinin 12 yıl öncesine kadar uzanan Emeviye Camii’nde namaz kılma hevesleri, MİT Başkanı İbrahim Kalın tarafından menzile ermiş oldu da maksat hasıl oldu mu ona bakmak gerek

Olayların başlangıcına 7 Ekim 2023 tarihine HAMAS’ın İsrail’deki bir etkinlik sırasında başlattığı saldırıya uzanalım. Bizden birileri hala HAMAS güzellemesi yapsalar da gerçek başka. Şu soruların cevabı önemli.  HAMAS bu saldırı sonrasında ne kazandı. Filistin halkında giderek çoğalan İsrail’e dönük daha fazla kin ve nefret dışında hiçbir şey. Kaybı ise tümüyle yıkılan bir vatan, 50 bine yakın insan ve 100 binden fazla yaralı. İsrail ne kazandı peki? Akdeniz’e sıfır hem karada hem de denizde doğalgaz yataklarıyla dolu   kilometrekarelerce toprak. Cevap isterim efendiler! HAMAS aslında kimin adamıydı, kime çalıştı sahi? İsrail, Gazze operasyonları devam ederken bölgedeki karın ağrılarından Hizbullah’ın hakim olduğu Lübnan topraklarında uzun bir operasyon başlattı. Hizbullah’ın tüm gücünü kırdıktan ve Lübnan’daki bir nehir üzerinde tam hakimiyet sağladıktan sonra ateşkese razı oldu.

Yeniden Suriye’ye dönelim. Bölgede İsrail’e en çok sıkıntı çıkaran ülkelerden biri Suriye’ydi. Diğeri ise İran. Gazze’de İsrail ile savaşanlar güya bizi Siyonizm’in Arz-ı Mevud hevesine karşı koruyorlardı ya… Aslında bunu yıllarca en iyi Suriye yapmıştı. Kaldı ki Esat yönetimi yıllarca HAMAS yöneticilerini MOSSAD ajanlarına karşı korumuştu ancak HAMAS Esat’ı arkadan vurdu. Bu süreçte nasıl oluyorsa artık biz hem İsrail’e hem de onun baş düşmanı Suriye’ye düşmandık. Esat gitti diye İsrail ile birlikte halaya durmamızda bir gariplik yok mu sahi?

Suriye muhaliflerin eline geçti. Şimdi bizden birileri akılları devre dışında, beyinleri gaz dolu olarak Esat gitti diye bayram ederken ikinci perdeyi seyrediyoruz. İsrail, Şam, Hama, Humus’u bombalıyor. Şam’a 16 kilometre yaklaştı. Suriye’nin tüm stratejik gücünü yok etti. 1967 savaşında bir bölümünü işgal ettiği ve su kaynaklarına hakim olduğu Golan Tepelerinde yeni yerler kazanmakla meşgul. Şu an muhaliflerin lideri olan GOLANİ(GOLANLI) Suudi Arabistan’da sürgünde doğsa da ailesi Golan Tepelerinden sürgün edildiği için bu adı kullanıyor. Ata topraklarının kalanı da Siyonistler tarafından işgal edilirken bu kahraman ne yapıyor peki? MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın makam şoförlüğünü yapıyor ve onla birlikte Emeviye Camii’nde zafer sarhoşlarının hurra nidaları eşliğinde, Cuma namazını eda ediyor. Sahneyi izleyen İsrail’in ödü patlamıştır(!) Kesin olan şu ki İsrail Suriye’deki işgali sürdürecek ve sınırımıza giderek yaklaşacaktır.

BOP tıkır tıkır işlemektedir, bu projenin eş başkanı olduğunu en az 30 kez ifade eden ancak istifa ettiğini bir kez bile duymadığımız eş başkanımız görevini yapmaktan mutlu görünüyor. Suriye en az üçe bölünecek gibi. Sırada İran’ın ikiye bölünmesi var. Fiilen ikiye bölünen Irak ise Kürt, Sünni, Şii olarak üçe bölünecek. Sonrasında sıra Türkiye’ye gelecek. ABD ve İsrail himayesinde Suriye’de oluşturulan ve petrol kaynaklarına çökmüş olan özerk Kürt yönetimi şimdi daha rahat. BOP eş başkanının gerçek sözcüsü karanlıkların efendisi Bahçeli APO’yu boşuna mı seviyor yani(!)

İktidar yanlıları ve kanmaya hazır olanlar, Suriyeliler ülkelerine dönecek, ev kiraları ucuzlayacak, fiyatlar düşecek diye umuyorlar. Suriye’de yönetim değişeli bir hafta oldu. Dönenler 8 bin kişi bile değil. Bedava yaşadıkları ve kalanları baş üstünde tutacağını ifade eden birinin yönettiği(!) bir   ülkeyi bırakıp bir meçhule doğru neden gitsin ki insanlar?

İktidar, fırsat varken gidişleri teşvik etmeli, düzensiz göçmenlere tanınan imtiyazları kaldırarak onları dolaylı biçimde gitmeye zorlamalıdır. Gidenlere sev inmek yerine giden birkaç bin kişinin daha fazlasıyla geri döneceği günlere hazır olmamız lazım.

İktidarın gazıyla dolu vatandaşlarımızın bir bölümü olan biten karşısında kıvıra kıvıra oynamakla meşguller. Kendilerini havaya o kadar kaptırmışlar ki çalgıcının kim olduğunun ve hangi havanın çalındığının farkında bile değiller…

Vaziyet vahim. Uyanık olmak, tedbirli ve tetikte olmak için artık daha fazla nedenimiz var.

EN KALBİ SAYGILARIMLA

MEHMET MAHMUT YILDIZ

ŞAHLANIŞ PARTİSİ YÜKSEK İSTİŞARE KURULU BAŞKANI