DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
GERÇEĞİ GÖLGELEMEK TEHLİKELİDİR
Memleketimiz, milletimiz içeride ve dışarıda zor günler geçiriyor. Toplumun büyük kesimi yoksulluğun pençesinde kıvranıyor ve yakın gelecekte kurtuluş umudu yok. Maaşla geçinenlerin milli gelirden aldığı pay son beş yılda %16 azaldı. 12 Nisan’da geri dönen kış tarım sektöründe büyük bir yıkıma neden olacak gibi görünüyor. Önümüzdeki yıl gıdaya daha zor ve daha pahalı ulaşacağımız kesin gibi. İktidar ise bu meselelerle mücadele edecek yerde CHP ile ve onun muhtemel cumhurbaşkanı ile cenk etmekle meşgul.
Bir diğer konu İMRALI-DEM PARTİ CUMHUR İTTİFAKI üçgeninde yaşananlar. İmamoğlu CHP’li birkaç belediye başkanıyla birlikte hapiste. Bunlar mali suçlar dışında, Kent Uzlaşısı adlı siyasi yapılanma bahane edilerek terör örgütü PKK ile irtibatlandırılmaya çalışılıyor. Hükümet ise en üst seviyeden bizzat o terör örgütü ile sarmaş dolaş. Bahçeli’nin cömertçe(!) “Kurucu önder” sıfatıyla onurlandırdığı Öcalan’ın dışarıya nasıl çıkarılacağı planlanıyor. Bu arada Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ üç aya yakın bir süredir hapiste. Ülkeyi umursamaz sandığımız on binlerce genç en umulmadık bir anda sokağa çıktı. Gençlerin gerekçeleri şunlar. Gelecek kaygısı: % 60,6, Hükümetin anti-demokratik uygulamaları: % 52,9; Siyasi sistemin taleplere cevap vermemesi: % 31,7; Yönetimin bireyi yok sayması/görmezden gelmesi: % 25; Sosyoekonomik durumdan duyulan rahatsızlık: % 15,4.
İmamoğlu operasyonunun ekonomimize etkisinin boyutu tahmin edilemiyor. Merkez Bankası; sarsıntıyı geçiştirmek için yaklaşık 48 milyar dolar satmak zorunda kalmış. Maliye bakanı Şimşek Cumhurbaşkanının yüzüne “Asıl sorun sizin yönetim anlayışınızdır. Siz değişmedikçe hiçbir şey değişmez.” diyemediği için kanseri pansumanla tedavi etmeye çalışıyor. Vatandaşın bir kesiminde ise enteresan bir durum gözleniyor. İktidarın en çok oy aldığı yerlerde bankalardaki döviz mevduatı iktidar partisinin oy oranıyla aynı gibi. Buralarda yaşayanlar, oylarıyla memleketi emanet ettikleri Erdoğan’a paralarını emanet edemiyorlar.
Memleketin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı varken iktidar aksine vatandaşı öteki-beriki, şucu-bucu diyerek bölmek ve bu yolla koltuğunu korumak çabasında. Toplumda sürü psikolojisi hakim kılınmak isteniyor. Çünkü, sürü psikolojisinde “biz” ve “onlar” ayrımı keskinleşir. “Öteki” olarak görülenlere uygulanan şiddet veya adaletsizlik, berikiler tarafından normal karşılanır, hatta kutsal bir vazife görülür. Birini damgaladığınızda, ona “şucu, bucu, şu, bu” diye keyfi bir elbise giydirdiğinizde giysinin içindeki insanı görmez ve onunla empati kurmaya gerek duymazsınız. Oysa o da sizden biridir. O da sizin gibi yoksulluğun pençesinde kıvranan bir gariptir.
İçeride bunlar yaşanırken dışarıda daha vahim bir süreç yaşanıyor ve iktidar satın aldığı medyayla vatandaşın gözlerini bağlama çabasında. Hemen her akşam aynı kişiler, her mevzunun olmasalar da pabucumun uzmanları durmadan cevherler yumurtluyorlar. Bunlardan benim de yakından tanıdığım bir Prof’la grup olarak sohbet ediyorduk. Hoca hükümetin dış politikasını kıyasıya eleştiriyordu. Bunun üzerine arkadaşlarımızdan biri; “Sık sık TV’lerde görüyoruz sizi. Ekranlarda bırakın bunları söylemeyi, tam aksini söylüyorsunuz.” diyerek eleştirince, muhterem(!)hocamız sanki dansözmüş, şarkıcıymış gibi; “O zaman televizyona çıkarmazlar.” diye cevap verdi.
Bu medya maymunları bizi uyuturken dışarıda kıyamet kopmakta. Trump ve Netanyahu el birliği ile Gazze’de tatil köyü kuracaklarını ilan eder ve buradaki Filistinlilere “GİT GİT” derken Cumhurbaşkanı Erdoğan ise gelen on milyonu aşkın göçmen yetmezmiş gibi yenilerine de “GEL GEL” diyor. Bu oyunun taşları döşenmeye başlandı şimdiden. “Suriye’de Türkiye sınırına yakın bir yerde Gazze’den sürgün edilen Filistinliler için KATAR ve TÜRKİYE işbirliği ile iki büyük çadır kentin kurulmasına başlandı. Şu da Saray Gazetesi Yeni Şafaktan Taha Kılıç diye birinin yazısından bir bölüm:
“Gazze’deki insanları başka bir coğrafyaya taşımayı artık konuşmamız gerekiyor. İslâm dünyasının gözleri önünde bir halk yok ediliyor. Toprak mı önemlidir, yoksa insan mı? Elbette insan daha önemlidir. Madem bu insanların öldürülmesine Müslümanlar engel olamıyor, bari kapılar açılsın. Bunun gündeme taşınması lazım. “ Gayet net olan şu ki yeni bir Ensar-Muhacir tezgâhı kurulmakta…
Gidişat vahim sonuçlara gebe… Çözüm umduklarımız ise kendi dertleriyle meşgul edilerek devreden çıkarılmakta. Devir her zamankinden daha uyanık ve tetikte olma zamanıdır aziz vatandaşlarım. En kalbi saygılarımla…
MEHMET MAHMUT YILDIZ
ŞAHLANIŞ PARTİSİ KURUCU GENEL BAŞKANI
Yorumlar
Benzer Yazılar
-
Soğuksuspor’dan Gol Şovu 10-1’lik Farklı Galibiyet
-
Beykoz Elmalıspor Son Dakikada Yıkıldı 1-1’lik Beraberlik
-
AK Parti Beykoz’da 50 Bin Üyeye Birebir Ziyaret Hedefiyle Sahada
-
Beykoz Belediye Meclisi’nde Dengeler Değişti
-
Beykoz Çavuşbaşı’nda Depo Yangını Korkuttu
-
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI
-
Bilgehan Murat Miniç CHP’den İstifa Etti: “Sözümüz Sayın İmamoğlu’nadır”
-
Paşabahçe U13 Fırtınası Deplasmanda 6-0’lık Zafer
-
23 Nisan Coşkusu Beykoz’da Yaşanacak
-
Beykoz’da Spor ve Tarih Buluştu: İBB Miras Koşuları Start Aldı
-
Beykoz elektrik kesintileri (21-22 Nisan 2025)
-
MHP Beykoz Teşkilatından Lokma İkramı: “Liderimizin Sağlığına Şükür”